Erzurum Firma Rehberi

Erzurum firma rehberi içinde yerinizi alarak ücretsiz bir web sitesi sahibi olabilirsiniz. Erzurum Firma listesine firmanızı hemen ücretsiz kaydedin.

Erzurum’a Ait Önemli Camiiler

 Erzurum Lala Paşa Camii-1562(Lala Mustafa Paşa Camii)

Lala Mustafa Paşa Camii

Mimarisi Mimar Sinan olan bu camii 3 kapısı 28 penceresi olan 1562 yılında Lala Mustafa Paşa adına yaptırılmıştır Diğer ismi ise Lala Mustafa Paşa Camii olarak da geçmektedir Osmanlı’ya ait Erzurum’da Ayaz Paşa Camisinden sonra ikinci camii olarak bilinmektedir. Tam merkezde büyük ihtişamlı , camii avlusu sade, mimarisi çok güzel, içerisi huzur verici, etrafı insanların güzel vakit geçirdiği aynı zamanda da çay içip oturabilecekleri  şekilde düzenlenmiştir.  Ünlü şairimiz olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘’Beş Şehir’’adlı eserinde Lala Paşa Camisini küçük bir pırlantaya benzetmektedir. Lala Paşa Camiinin girişinde Osmanlı Padişahı 4.Mehmet tarafından yazdırılan Erzurum’dan vergi alınmayacaktır fermanı okutulmuştur . 17. Yüzyılda Erzurum’da bulunan  Evliya Çelebi Seyahatname’sinde imam ve müezzini hakkında dikkat çekici  ifadelerde de bulunmuştur.   Bir rivayete göre  zamanın birinde Hızır a.s’nin burada namaz kıllarken ona bir mümin rastlar sohbet ederken Hızır olduğunu öğrenir ondan  vakit namazının bir vaktini burada kılmasını istemiştir hızır a.s bundan sonra her gün  namaz vakitlerinden birini Lala Paşa Camiinde kıldığı söylenmektedir.

Adres : Lalapaşa 25200 Yakutiye/Erzurum

Erzurum Ulu Camii

Ulu Cami


Beylikler ve Selçuklular döneminde Anadolu' da yapılmış camilerin çoğu çok sütunlu Ulu Camii şemasındadır. Bunların ilk örnekleri den biri olan yapı da Erzurum Ulu Camidir. 1179 yılında Saltukoğulları'ndan Nasirüddin Muhammed tarafından Ebü'l Feth Mehmed'e yaptırılmıştır. İlk yapımında düz çatılı olan cami dönem dönem yapılan onarımlarla değişime uğramıştır. Günümüzdeki hali sivri kemerlerle birbirine bağlı 24 taş paye ve 16 duvar payesi üzerine inşa edilmiş kubbe ve tonozlardan (biçimi alttan içbükey olmak üzere taş ve tuğlayla örülmüş, yarım silindir biçiminde tavan örtüsü) oluşmaktadır. Oldukça geniş olan caminin mihrap önü bölümü ahşap kırlangıç kubbeyle örtülmüş aynı eksen üzerinde yer alan ve ortasında aydınlık feneri bulunan diğer kubbe taş mukarnas dolgularla süslenmiştir. Caminin ilk yapısından geriye sadece mihrabı kalmıştır. Camii ilk yapıldığı şekliyle günümüze ulaşamamışsada Saltuklular'dan kalan iki camiden biri olması sebebiyle önemlidir. 22.yüzyılda Anadolu'da yapılan Ulu Camilerin mihrabın bulunduğu orta mekana ağırlık veren mimarı anlayışı ve geometrik motifli taş süslemesiyle Türk sanatının bütünlüğü içinde yerini almaktadır.

Adres: Camiikebir Mh., 25200 Yakutiye/Erzurum

Erzurum Pervizoğlu Camii

Pervizoğlu Camii


Birleşik olan medrese ile birlikte Pervizoğlu Hacı Mehmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Hicri takvime göre 1128 tarihinde, Miladi takvime göre 1715 tarihinde yaptırıldığı giriş kapısının üzerinde mermer bir tabelaya yazılı olan Pervizoğlu Camii Ayazpaşa Mahallesi'nde bulunmaktadır. Erzurum'da gördüğüm en güzel tarihi yapılardan biridir küçük ama bir o kadar da güzel ve huzur verici olduğunu söyleyebilirim gir içine bir kenarda otur ve huşu içinde huzurun kucağına bırak kendini kesinlikle iyi gelecektir mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.


Adres: Mirza Mehmet Mh., 25200 Yakutiye/Erzurum

İbrahim Paşa Camii

İbrahim Paşa Camii


Camii kitabesine göre İbrahim Ethem Paşa tarafından hicri takvime göre 1161 miladi takvime göre ise 1748 tarihinde yaptırılmıştır. Yapının kapı kemerinin üzerinde bulunan 43 x 64 cm ölçülerindeki mermer kitabe, tâlik hatla yazılmış olup, beş satır ve iki sütundur şair Haşim tarafından yazılmıştır. Caminin mihrabında 47 x 38 cm ölçülerinde mermer kitabe yer almaktadır. Camide, kaidelerinde kitabeleri yer alan Şamdanlardan biri hicri takvime göre 1161 miladi takvime göre ise 1748 tarihinde İbrahim Paşa tarafından, diğeri 1212 H.-1797 M. tarihinde İbrahim Paşa'nın kızı Muhsine hanım tarafından ve diğer ikisi 1347 H.-1928 M. tarihinde Alemdar Zade Abdurrahman'ın eşi Saniye Hanım tarafından vakfedilmiştir. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.
Plan ve Mimari Özellikleri; Kare planlı ve tek kubbeli olarak yapılmış olan camii üç gözlü son cemaat yeri mevcuttur. Son cemaat yeri kubbelerle örtülü olup yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan mukarnas başlıklı dört sütun tarafından taşınmaktadır. Caminin doğu ve batı cephelerinde altta dikdörtgen formlu üçer pencere ve üstte yuvarlak kemer formlu birer penceresi bulunmaktadır. Kuzey cephede girişin iki yanında birer pencere, güney cephesinde ise dikdörtgen formlu ikisi mihrabın yanında, biri mihrabın üzerinde yuvarlak kemerli pencere görülmektedir. Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare, kare kaideli silindirik gövdelidir. Kaideden silindir gövdeye geçişte köşeler pahlanmıştır şerefe altlığında iki sıra iri mukarnaslardan oluşan süsleme görülmektedir  cami kapısı düz atkı taşlı olup sivri kemerlidir. Girişteki sivri kemerin köşelerinde başlıklı sütunceler bulunmakta kapı üç yönden iç ve dış bükey silme ile sınırlandırılmıştır. Harim kısmı kubbe ile örtülü olup, kubbeye geçişlerde kullanılan tromplar sekizgene dönüştürülmüş, bunun üzerine de kubbenin oturduğu dairevi kasnak yerleştirilmiştir. Mihrap beş kenarlı olup kesme taştır. Dört sıra mukarnastan oluşan bir kavsaraya sahip olup caminin ahşap minberi 20. yüzyıl eseridir.
Adres: İbrahim Paşa Mh., 25200 Yakutiye/Erzurum

Üniversite Cami

Erzurum Üniversite Camii https://erzurumca.com/

(Yapılışı tarihi 1970)
Güzel nezih bir camii üniversite merkezinde öğrencilerin uğrak alanında lavabolar abdest yerleri gayet temiz ve nezih cami içerisinde ki yazılar gayet gösterişli güzel aydınlatma yapılmıştır çok güzel ortam çok huzur verici tabi camilerin en güzel zinneti cemaattir.


Adres: Atatürk Mh., 25240 Yakutiye/Erzurum

Erzurum Derviş Ağa Camii

Erzurum Derviş Ağa Camii


Erzurum Derviş Ağa Camii, Hacı Derviş İbrahim Ağa tarafından 1717 yılında Erzurum ili merkezinde yaptırılmış, Osmanlı mimarisi özelliklerine sahip tarihi bir camidir. Merkezi bir yerde Tahtacılar semtinde tarihi bir camidir

Adres: Kadana, Tahtacılar Sk. No:31, 25030 Yakutiye/Erzurum

Erzurum Ayazpaşa Camii


Erzurum Ayazpaşa Camii Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1558-1560 yıllarında Erzurum'da valilik yapmış olan Ayaz Paşa tarafından Erzurum ili merkezinde yaptırılmış, Osmanlı mimarisi özelliklerine sahip tarihi bir camidir. Huzurla ibadet edilecek bir mabed tadili erkana dikkat ediliyor. Teravih namazını hatimle kılanların yüzlerce yıldır devam ettiği Osmanlı nın Erzurum daki ilk eserlerden biridir.

Adres: Rabia Ana, Ayazpaşa Cd. No:31, 25030 Yakutiye/Erzurum

Muratpaşa Camii

Murat Paşa Camii


Murat Paşa Camisi; Bulunduğu mahalle ve caddeye adını veren camii II. Selim’in paşalarından Kuyucu Murat Paşa tarafından 1573 yılında yaptırılmıştır. Yapı, bitişiğinde bulunan hamam, Ana Hatun Türbesi ve Ahmediye Medresesi ile bir bütünlük oluşturmaktadır. Kare planlı caminin ibadet mekânını, köşelerde tromplara oturan mukarnaslı 6 sütunun taşıdığı merkezi bir kubbe örtmektedir. Son cemaat yerinin kemerlerini ayakta tutan yuvarlak gövdeli altı sütun, depremlerde zarar gördüğünden, çevreleri madeni bileziklerle desteklenmiştir. Kubbe kasnağında 12 pencere ve altında bir ayet işlemesi yer almaktadır.

Adres: Atalar, Muratpaşa Cd. No:8, 25100 Yakutiye/Erzurum

Erzurum Caferiye Camii

Erzurum Caferiye Camii


Kare plan üzerine tek kubbeli inşa edilen Osmanlı eseridir. Kitabesi 1645 yılını işaret eden eser, şehrin ana caddesi Cumhuriyet Caddesi üzerinde Hacı Cafer tarafından yaptırılmış eser yanında halen aktif bir medrese bulunmaktadır kesinlikle görülmesi gereken yerlerden biridir. Mimari tarz: Osmanlı mimarisidir.

Adres: Caferiye Mh., 25200 Yakutiye/Erzurum

Kurşunlu Camii


Sadece camii değil bir kurtuluş mücadelesinin başladığı medrese Osmanlı Rus harbinde selalar ile halka milli şuuru aşılayıp tabyalara giden halkın toplanma mekanlarından biridir. Nene hatunların Bebem Anasız buyur VATANSIZ büyüyemez diye kundaktaki bebekleri bırakıp vatan savunmasına koştukları mekandır. Ahşap işçiliğinin en güzel şekilde yansıtıldığı ve zamanının desen ve izlerini en iyi şekilde yansıtan camii’nin yani sıra medrese ve hamam olmak üzere bina edilmişdir.

Adres: Mirza Mehmet Mh., 25200 Yakutiye/Erzurum





Erzurum firma rehberi listesi

Erzurum firma rehberleri listesine ulaşmak ve yüzlerce firma arasından firma seçimi yapmak için yapmanız gereken tek şey aşağıda verdiğim listeden herhangi bir Erzurum firma rehberi linkine tıklayıp giriş yapmaktır.

Erzurum Firma Rehberi

Erzurum Firma Rehberi

Erzurum firma rehberi listesi

1- Erzurum firma rehberi

Erzurum firma rehberi Erzurum'un en kaliteli ve en genç firma rehberi sitesidir. Bu siteye kayıt olmak tamamen ücretsiz, ancak gold firma olmanız sizin için büyük avantaj sağlayacaktır.

erzurum.hatenablog.com

2- Sirketi.net firma rehberi

Erzurum' da standart firma rehberi konseptinin dışında faaliyet gösteren bir firma rehberi ararsanız sirketi.net e bakabilirsiniz. Burada firma listelemek yerine ystalarla anlaşmalı çalışma hedeflenmiş ve site içerisinde bulunan ekibe katılım başvuru formunu doldurarak siz de ekibe katılabilirsiniz.

3- Bulurum.com

Bulurum.com Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir firma rehberi sitesidir ve başarısını anlatmama gerek dahi yok diye düşünüyorum. Burada kayıtlar ücretsiz ancak yinede ücretli versiyonda avantajlar çok fazla.

4- Hemengeliriz.com

Hemengeliriz.com Erzurum'da yeni yeni gördüğümüz bir firma rehberi ancak Türkiye geneli uzun süredir aktif hizmet veren kaliteli bir firma rehberi. Hemengeliriz.com ile komisyon usulü çalışmaya başlamak için ilgili web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

5- Uyduservisleri.net

Bu sitede sadece uydu servisleri yer alabiliyor ve mantık olarak hemengeliriz ile aynı sistem uygulanıyor. Türkiye geneli çalışmakta olan uyduservisleri.net e katılmanız halinde aylık belli bşr miktar ödeme ile şehrinizde ki tüm çanak kurulum, tv montaj v.s işleri siz alıyorsunuz. Bayağı karlı olduğunu söyleyebilirim.

6- Firmarehberim.com

Bu firma rehberi de ülke geneli hizmet vermekte ve bu işe yıllarını vermiş tecrübeli bir firma rehberi sitesi olduğunu söyleyebilirim. Kayıtlar yine ücretsiz yapılabiliyor ancak gold üyelik avantajlarından faydalanmak iyi olacaktır.

Firma rehberi sitesi kurmak

Sizde kendinize bir firma rehberi sitesi kurmak ister misiniz? Aslında bu işlem çok basit bir şekilde hayata geçirebileceğiniz bir sistemdir, yeter ki bunu yapmak isteyin. İlk yapmanıx gereken şey bir web sitesinin nasıl kurulabileceğini incelemek ve öğrenmektir, bu kısmı öğrendiyseniz diğer kısımlar çorap söküğü gibi gelecektir. 

Ücretsiz firma rehberi scripti

  • Firma rehberi sitesi kurmak için ücretsiz bir script bulma olasılığınız çok düşüktür. Piyasada bu işi ücretli olarak yapan ve de çok kaliteli temalar üreten kişiler ve firmalar var, inceleyin derim.
  • Ücretli bir şekilde başlayacağınız ve profesyonel görünüm artı içerik ile desteklediğiniz herhangi bir site başarıyı yakalayacaktır.
  • Kendinize bu konuda ve her konuda şans vermelisiniz, firma rehberi sitesi kurarak para kazanan bir çok insanın var olduğu gerçeğini ise hiçbir zaman göz ardı etmemelisiniz. Bol kazançlı günler dilerim.

Erzurum firma rehberi

Erzurum firma rehberi hizmeti ile yıllardır Erzurum için çalışan şirketleri firmaları bir araya getirdik. Web adresimize giriş yapıp ücretsiz olarak sizde firmanızı ekleyebilirsiniz. Bizler firma rehberi hizmetini sunarak insanlara faydalı olmayı hedefledik, insanlara faydalı olmak ve müşteri memnuniyeti sağlamak bizim ilk ve öncelikli hedefimizdir.

Erzurum firma rehberi

Erzurum firmaları

Erzurum firmaları bizim web adresimizde toplanmış ve müşterilerini bekliyor durumda iken bize düşen görev müşterilere her zaman en iyi usta ve en kaliteli hizmetin sunulduğundan emin olmaktır. Bizde tam olarak bunun için bünyemizde ki firmaların yapmış olduğu işleri takip etmekteyiz.

Erzurum firmaları rehberi hizmetleri

Erzurum Nakliye, Erzurum Çilingir, Erzurum Boyacı, Erzurum Uydu Servisi, Erzurum Çanak Anten Kurulumu, Erzurum Nakliyat, Erzurum Kombi Servisi, Erzurum Uydu Antenci, Erzurum şirket rehberi

Erzurum'da Para Kazanma Yolları

Özellikle işsizlik sorununun devamlı artış gösterdiği Erzurum'da para kazanma yolları arayışı da bu duruma doğru orantılı olarak bir hayli fazladır. Şehrimiz iş bakımından kısıtlı imkanlara sahiptir ve işsizlik durumunda yapılması gereken en önemli aktiviteler moral olarak kendinizi diri tutmak, iş arayışından vazgeçmemek ve bu süreçte yapılabilecek küçük getiri sağlayacak işler keşfetmektir.

Ben de bu yazıyı tam olarak bunun için hazırlıyorum, özellikle bir yeteneğiniz yada mesleğiniz var ise kendinize iş getirecek bir imkanın olduğunu ve bunun için hiçbir karşılık beklenmediğini söylesem inanır mısınız? Öncelikle bu tarz ihtiyaç sahibi ve yeteneği olan insanlar için Erzurum'da yapılacak işler nelerdir? Nasıl para kazanılabilir? Bahsetmek istiyorum.

Erzurum'da Yapılacak İşler

Erzurum'da yapılacak işler söylediğim gibi kısıtlıdır ancak siz kendinizdeki yeteneği keşfederek kendinize İnternet'in bitmek bilmeyen imkanlarını kullanarak gerek evde gerekse sahada yapılacak işler bulabilirsiniz. Bunun için yapmanız gerekenleri adım adım anlatacağım, ve bu şekilde bir uygulama yapmanız halinde kesinlikle iş imkanınız umduğunuzdan daha fazla olacaktır. Bahsettiğimiz ortam İnternet ortamı sonuçta ne demişler " Şehrin en işlek yerinde dükkanın olacağına, Google'da ilk sırada web siten olsun" bu laftan anlayacağımız şey şu; eğer işinizle mesleğinizle Google'da kendinizi insanlara gösterebilirseniz para kazanmaya başlamış olursunuz. Bunun için yapmanız gerekenler şöyle;

Erzurum Firma Rehberlerini Değerlendirme

Mesleğiniz var ve size lazım olan şey müşteriler bulmak bunun Google sıralaması iyi olan Firma rehberilerini gezinin ve ücretsiz firma ekleme özelliği olanları tespit edin mesela https://erzurum.hatenablog.com/ bu firma rehberine ücretsiz olarak firma eklenebiliyor ve Google sıralaması da fena durumda değil. Mesleğinizi yada evde yapabileceğiniz iş dalınızı doğru bilgiler ve telefon numaranız ile birlikte yazın ve bekleyin.

Bu yaptığınız kayıt işlemi sonrasında kısa zaman sonra Google görünürlüğünüz artacak ve size iş gelmeye başlayacaktır ki bu durum için hiçbir ücret ödemeniz gerekmiyor. Öncelikle https://erzurum.hatenablog.com/ a üye olmalısınız, sonra Firma ekle kısmından bilgilerinizi doğruca ekleyin işlemi bitirin, burada şöyle bir detay bilgi vereyim size o kadar Erzurum firma rehberi içinde https://erzurum.hatenablog.com/ u seçme nedenim.

  1. Bu site yeni kurulmuş sayılır ve bu yüzden bir çok iş dalı boş duruyor, yani buraya kayıt olan örneğin: ilk dikiş nakışçı olursanız her zaman ilk sizi öne çıkarır hem Google hemde firma rehberi yani mesleğiniz ne ise hemen Erzurum Firma Rehberi'ne ekleyin derim.
  2. Bu siteye girilen firma kayıtları sonrasında, https://erzurum.hatenablog.com/ tarafından yazdığınız bilgilerin arkasına Google görünürlüğünü çok önemli ölçüde etkileyecek şekilde bir SEO uyumlu makale oluşturulur. Bu avantajı da tamamen ücretsiz bir şekilde kullanmış olursunuz.

Bahsettiğim tüm bu detayları göz önünde bulundurduğumuz zaman Erzurum'da para kazanmak aslında o kadar da zor değil yeter ki bu imkanları doğru kullanmayı bilin. Bu bahsettiğim işlemler için konunun başında da belirttiğim gibi isterseniz evde yapılabilecek işler isterseniz dışarıda yapılabilecek işler ekleyebilirsiniz.

Tel Kadayıftan Yapılan Tatlılar | Kolay Tarifler

Kimsenin hayır diyemeyeceği bir bilgi ile karşınızdayım "Tel Kadayıftan Yapılan Tatlılar" adını okurken bile insana iyi hissettiriyor. Tel kadayıf ile yapılan tatlı çeşitleri çok fazla değildir ve bunlar genel olarak kolay yapılan tatlılar olarak adlandırılabilirler.Bu nedenle tamamına aynı yazı içinde yer vereceğim ve malzemelerinden yapılışına tüm bilgileri sizlere aktarmaya çalışacağım. Burada bahsedeceğim tüm tarifler şerbetli tatlılar olacak, buyurun tariflere geçelim.

Tel Kadayıftan Yapılan Tatlılar

Tel Kadayıftan Yapılan Tatlılar

Türk Tatlı Kültüründe Kadayıfın Yeri ve Önemi

Birçok hamur tatlısı gibi yapımı oldukça zahmetli olan kadayıf tatlısı kaymaklı, cevizli, fındıklı ve fıstıklı çeşitleri ile sunulur. Kadayıfın tarihi Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır. Selçuklu ve Anadolu Beylikleri zamanında aşhanelerde verilen yemekler listesinde kadayıfın da bulunduğu, ayrıca “Beray-ı Hassa” adındaki mutfak defterlerindeki kayıtlardan sultanların tercihleri arasında kadayıfın bulunduğu nakledilmektedir.

Kadayıf adı altında birçok değişik tatlı vardır. Bunlardan başlıca iki türü tel kadayıflar ile yassı kadayıflardır. Arapçada kadife kelimesinin çoğulu olarak kullanılan kadayıf günümüze kadar çeşitli kültürlerde işlenerek Türk tatlı çeşitlerinin vazgeçilmezlerinden biri olmuştur.

Kadayıflar Türk yemek kitaplarında baklavalardan daha geniş yer tutarlar. Melceü’t Tabbahin adlı yemek kitabında; tel kadayıf, kadife, saray tel kadayıfı, beyaz kadayıf, kaymaklı kadayıf, adi yassı kadayıf, yağsız kadayıf, yufkalı kadayıf, nuriye, ekmek kadayıfı, fodula kadayıfı adı altında on bir çeşit kadayıf sayılır ve bazılarının farklı yapım şekilleri de ayrıca anlatılır. Aşçıbaşı’ndaki kadayıf tarifleri ise tel kadayıf, ekmek kadayıfı, yassı kadayıf, kaymaklı tel kadayıf, yumurtalı tel kadayıf ile cevizli ya da fındıklı sarma tel kadayıftır.

Bunların çoğu aslında bugünkü kadayıflara benzer, ancak kaymaklı kadayıfta gerçek lüle kaymak kullanılmış olması ilginçtir. Pek azında, üzerinde ceviz, fındık vb. kuruyemişlerin konmasının gerektiği belirtilir ki bu dikkat çekici bir noktadır. Yağsız kadayıfta ise gerçekten hiç yağ bulunmaz ve bu tatlı süt, şeker ve kaymakla pişirilir. Fodula kadayıfı adı verilen tatlı da bildiğimiz günlük francala tipi ekmekten yapıldığı için günümüzde yapılmakta olan ev usulü ekmek tatlısının atası sayılabilir.

Kadayıf Çeşitleri

Kadayıf Çeşitleri

Tel Kadayıf

Tel kadayıf ,Tel Kadayıf Standardında (TS 10344, 1992) “Elenmiş buğday ununa içme suyu katılması ile hazırlanan akışkan hamurun tekniğine uygun olarak dökülüp pişirilmesi ve gerektiğinde kızartılması suretiyle elde edilen bir yarı mamuldür:” şeklinde tanımlanmaktadır. Yarı mamul olan tel kadayıf kızartılmamış ve kızartılmış olmak üzere iki tipte piyasaya sunulmaktadır. Türkiye’nin yıllık kadayıf üretim ve tüketimine dair resmi bir kayda rastlanmamakla beraber son yıllarda ihracatının da başlanmasıyla üretim artmıştır. Daha küçük işletmelerde üretilen kadayıf, son zamanlarda artık büyük işletmelerde fabrikasyon olarak üretilmektedir.

Bilindiği gibi kadayıf yarı mamul bir gıda maddesidir. Türkiye’ ye özgü olan kadayıf tatlısı için gerekli olan ham madde ise sadece un ve sudur. Mutfakta ise sadece kızartma işlemi ve kızarmış olan kadayıfa şerbet verme işlemi söz konusudur. Bu işlem sırasında tüketicinin veya yöresel damak zevkinin çeşidine göre kadayıfın içerisine giren ceviz, fındık, fıstık, süt ve pekmez gibi çeşitli malzemeler de bulunur.

Bu farklılıklardan ziyade taşıyıcı olarak kadayıfı elde etmek için en önemli ana madde olan un ve bunu elde edebilmek için de gerekli olan buğdayın özellikleri çok önemlidir. Kadayıf yapımında kullanılacak unun protein miktarı düşük olmalıdır. Un yumuşak karakterli olmalıdır.

Hamur makinesine un miktarına göre su alınır. Makine çalıştırılarak un yavaş yavaş makineye dökülür. Su ile un karışımını en iyi şekilde sağlamak için, hamur makinede bir süre döndürülür. İstenilen akıcılık sağlandıktan sonra hamur dinlendirme teknesine süzülerek alınır. Burada hava şartlarına bağlı olarak bir süre dinlendirilir.

Daha sonra hamur, stil adı verilen ince delikli hazneden geçirilir ve döküm işlemi başlar. Döner tepsi alttan ısıtılarak kadayıf tepsisinin üzerine dökülür. Bir tur tamamlandığında fırça yardımı ile tepsiden kadayıf bandının üzerine atılır. Oradan bir işçi yardımıyla kadayıf eşit miktarlarda toplanır. Tel raflara atılarak içerisindeki buhar atılır. Kadayıf dinlendirildikten sonra tartım ve ambalajlama yapılarak üretim tamamlanmış olur.

Tel Kadayıftan Yapılan Tatlı Çeşitleri ve Tarifleri

Cevizli tel kadayıf Tarifi

Cevizli tel kadayıf Tarifi

Malzemeler

  • 500 gram tel kadayıf
  • 250 gram tereyağı
  • 250 gram ceviz içi
  • Kaymak

Şurubu için

  • 3 su bardağı toz şeker
  • 3,5 su bardağı su
  • 1 çay kaşığı limon suyu

Yapılışı

  • Şerbeti için toz şeker ve suyu bir tencerede kaynatın.
  • Limon suyunu ekleyip bir iki taşım daha kaynatın ve soğumaya bırakın.
  • Kadayıfı elinizle didikleyip tel tel ayırın.
  • Erittiğiniz tereyağından 3-4 çorba kaşığı alın ve fırın tepsisini yağlayın.
  • Geri kalan tereyağını tel kadayıfla karıştırın.
  • Kadayıfı ikiye ayırın. Yarısını yağlanmış fırın tepsisine yayın ve elinizle iyice bastırın.
  • Üzerine dövülmüş cevizi serpin.
  • Kalan kadayıfı cevizlerin üzerine döşeyin ve elinizle bastırın.
  • Tatlının üzerine ağırlık koyup 10-15 dakika bekletin.
  • Önceden ısıtılmış 210 derece fırında 20 dakika pişirin.
  • Sıcak tatlının üzerine soğuk şerbeti gezdirin.
  • Tatlı şerbeti çektikten sonra dilediğiniz şekilde kesin.
  • Kaymakla birlikte servis yapın.

Kadayıflı Muhallebi Tarifi

Kadayıflı Muhallebi Tarifi

Malzemeler

  • 250 gram tel kadayıf
  • 1 su bardağı ufalanmış tel kadayıf
  • 1 litre süt
  • 1,5 su bardağı şeker
  • 125 gram pirinç unu
  • 1 tatlı kaşığı teyeyağı

Yapılışı

  • 250 gram kadayıfı fırın tepsisine incecik yayın. Kızarana kadar pişirip soğuması için kenara alınız.
  • Daha sonra kadayıfı ufalayıp 2 çorba kaşığı toz şekerle karıştırınız.
  • Sütten 1 su bardağı ayırarak sütü kaynatınız.
  • Pirinç ununu soğuk sütte eziniz.
  • Şekerle ve 1 su bardağı ufalanmış tel kadayıfla birlikte sıcak süte ekleyip muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişiriniz.
  • Tereyağını ekleyip mikser ile çırpınız.
  • Geniş bir kabı ıslatarak birkaç saat buzdolabında bekletiniz.
  • Servis tabağına ters çıkararak üzerine kadayıflı şeker karışımını serpiniz.
  • İki muhallebi katının arasına kadayıf serpiştirerek ta servis edilebilir.

Kadayıf Pişirmede Dikkat Edilecek Noktalar

  • Kadayıflar fırında ya da yağda kızartılarak hazırlanabilir.
  • Kadayıf kızartılarak hazırlanacaksa yağın yakılmaması ve kontrol edilmesi gerekir.
  • Yağda kızartılacaksa kızgın yağa atılması gerekir.
  • Fırında kızartılacaksa koyu renkte kızartmaya dikkat edilmelidir.
  • Künefe gibi bazı türleri ocak üzerinde çevrilerek de kızartılabilir.
  • Sıcak kadayıfa soğuk şurup verilerek tatlandırılmalıdır.

Kadayıfın Piştiği Nasıl Anlaşılır?

  • Pişmiş ve tatlandırılmış kadayıfın görüntüsü hangi çeşit hazırlandıysa ona uygun olmalıdır. Örneğin sütlü kadayıf düzgün dilimler halinde olmalı, kadayıf dolması da yumurta görünümünde olmalıdır.
  • Kadayıf şurubunu tamamen çekmiş olmalı, çok kuru ya da yumuşak olmamalıdır. Hafif gevrek bir tatlılıkta olmalıdır.
  • Kadayıf kahverengiye yakın renkte kızarmış bir görüntüye sahip olmalıdır.
  • Yanık ya da pembe renkte olmamalıdır.

Şerbeti Nasıl Olmalı? Dikkat edilmesi Gerekenler

  • Şurup kadayıf pişmeden önce hazırlanarak soğutulmalıdır.
  • Kadayıf sıcakken şurup soğuk halde kullanılmalıdır.
  • Kadayıf şurup ile tatlandırıldıktan sonra şurubunu çekene kadar bekletilerek servis yapılmalıdır.

Süslemede Kullanılan Malzemeler

  • Kadayıfların yanında en çok verilen süsleme malzemesi kaymaktır.
  • Krema yerine krem şanti ile süsleme yapılabilir.
  • Cevizler yarım taneler halinde, antep fıstığı, badem ve fındık kıyılmış olarak üzerine serpilmek suretiyle süslenebilir.

Servise Hazırlanması ve Saklanması

Diğer hamur tatlılarında olduğu gibi taze olarak kullanmaya dikkat edilmelidir. Ancak diğer hamur tatlılarına göre bekleme süresi biraz daha uzun olabilir. Örneğin; önceden pişirilerek hazırlanmış künefe ısıtıldıktan sonra sıcak şurupla tatlandırılarak servis yapılır.Kadayıf dolması ve künefe kızartıldıktan sonra (şuruplandırmadan ) soğutularak gıda kodeksine uygun poşetlerde dondurucuda saklanabilir.

Buzdolabı ısısında bekleme süresi 10 gün civarındandır. Buzdolabından ya da derin dondurucudan çıkarılarak çözdürülen kadayıflar sıcak kıvamlı şurupla tatlandırılarak servise alınırlar. Ticari mutfaklarda ısıtmak amacıyla mikrodalga fırınlar kullanılıyorsa da şurubun ılık olmasında yarar vardır.

Erzurumlu Ünlüler

Türkiye’de ses getirmiş, ün yapmış sonrasında da dünyaya açılmış birçok isim Erzurum’da doğmuştur. Ünlüler arasında Kasap, Milletvekilleri, Sporcular, Oyuncular, Yapımcılar, Avukatlar, Sanatçılar ve Devlet Adamları bulunmaktadır. Aşağıda Erzurumlu ünlüler yer almaktadır.

Erzurumlu ünlü Zengin Kişilikler

Acun Ilıcalı

Acun Ilıcalı
Acun Ilıcalı

1969 yılında Edirne’de doğan Ali Acun Ilıcalı’nın ailesi Erzurum’un Aziziye ilçesindendir. Kadıköy Anadolu Lisesi mezunu olan Acun Ilıcalı, İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce Öğretmenliği okumuştur.

20 yaşına gelmeden evlenen Ilıcalı’nın bu evliliğinden bir de çocuğu bulunmaktadır. Televizyonculuğa Show Tv’nin Beşiktaş muhabiri olarak başlamıştır. 4 yıl boyunca “Acun Firarda” adlı tv programının sunuculuğunu yapmıştır. 2006 yılında ACUN Medya’yı kuran Ilıcalı bu tarihten sonra ününü giderek arttırmıştır. Kariyer basamaklarını hızla tırmanan Ilıcalı 2013 yılında TV8 kanalını satın almıştır.

Ses getiren programları arasında O Ses Türkiye, Fear Factor, Survivor, Yeteneksizsiniz Türkiye gibi programlar yer almaktadır.

Nusret Gökçe

Nusret Gökçe
Nusret Gökçe

1983 yılında doğan Nusret Gökçe Kasap ve Lokantacıdır. 4 Kardeşten biri olan Nusret, altıncı sınıfta okulu bırakmış ve meslek hayatına atılmıştır. Dünyada en çok tanınan Türk olarak bilinmektedir. “Salt Bae” akımı sayesinde tüm dünya Nusret’i konuşmaktadır. Dubai, New York, İstanbul, Bodrum gibi yurtiçi ve yurtdışında “Nusret Steak House” adlı restoranları bulunmaktadır. Yakın arkadaşları arasında dünyaca ünlü futbolcular, rapciler, oyuncular, teknik direktörler, sanatçılar bulunmaktadır.

Selçuk Yöntem

Selçuk Yöntem
Selçuk Yöntem

1953 yılında İstanbul’da doğmuştur. Anne tarafı Erzurumlu olan Yöntem oyuncu ve sunucudur. 1976 yılında Ankara Konservatuarından mezun olmuştur.1994 yılında Aşağıdakiler adlı oyunu yönetmiştir. “Peynirli Yumurta” adlı oyun sayesinde en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. Türkiye’de ses getirmiş Deli Dumrul, Kurtlar Vadisi, Aşk-ı Memnu, Bugünün Saraylısı gibi dizilerde oynamış. Kenan Işık’tan sonra “Kim Milyoner Olmak İster” adlı yarışmanın dördüncü sezonunun sunuculuğunu üstlenmiştir. Şu an “Milyonluk Resim” adlı yarışma programını sunmaktadır.

Tuba Büyüküstün

Tuba Büyüküstün
Tuba Büyüküstün

1982 doğumlu Tv oyuncusudur. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Tuba’nın oyunculuğa adımı Tomris Giritlioğlu sayesinde olmuştur. 2003 yılında “Sultan Makamı" adlı dizinin son 4 bölümünde oynamaya başlamasıyla ilk adımı atmış oldu. Film ve dizilerin yanı sıra bazı markalarında reklam yüzü olmuştur. 2003 yılındaki dizisinden sonra Türkiye’de büyük kitlelere ulaşan Kara Para Aşk, Cesur ve Güzel, 20 dakika, Çemberimde Gül Oya gibi dizilerde, Babam ve Oğlum Sınav Yüreğine Sor, Orman gibi filmlerde rol almıştır. Pantene, Colins gibi markalarla da çalışmıştır.

Arif Sağ

Arif Sağ
Arif Sağ

1945 yılında Erzurum’a bağlı Aşkale’de doğmuştur. Türk Halk Müziği sanatçısı ve eski milletvekilidir. TRT İstanbul Radyosu’nda da çalışan Sağ, 76 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak yer almıştır. 87- 91 yılları arasında Ankara Milletvekilliği yapmıştır. Albümlerinin yanı sıra 2 ciltlik bir de kitap yazmıştır. İnsan Olmaya Geldim, Türküler Yalan Söylemez, Ezo Gelin, Dost Yarası, Biz İnsanlar gibi albümler çıkarmıştır.

Eşber Yağmurdereli

Eşber Yağmurdereli
Eşber Yağmurdereli

1945 yılında Erzurum - Tortum'da dünyaya geldi. 1955 yılında bir havuz kazasında görme yetisini yitirdi. 1958 yılında lise öğrencisiyken körler okuluna gitti. 1963'te üniversite seçme sınavlarını üçüncülükle kazanarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi.

12 Mart darbesiyle üniversiteden uzaklaştırıldı. Daha sonra Hukuk Fakültesini bitiren Yağmurdereli, 1972'de Samsun'da avukatlığa başladı. 1986 yılında bir yarışmada "Pek Firaklı Bir Dağ Masalı" adlı öyküsüyle ilk ödülünü kazandı İnsan hakları mücadelesinin en önde gelen isimlerinden Yağmurdereli'nin 13 buçuk yıllık cezaevi günlerinde yazdığı "Akrep" oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda sahneledi.

Akrep, Yağmurdereli'ye iki de ödül getirdi: 1998'de Sanat Kurumu'ndan "bütün zamanların en iyi yazılmış oyunlarından", 1999'da İsmet Kuntay En İyi Oyun Yazarı ödülleri.1985'de Nelson Mandela'nın aldığı, Fransa'nın Bordeaux kentindeki İnsan Hakları Enstitüsü ile Avrupalı Avukatlar Derneği'nin verdiği Ludovic Trarieux ödülü 2000'de Yağmurdereli'nin oldu.Pek çok ödül sahibi Yağmurdereli, 8 Temmuz 2001 Görme Engelliler Satranç Turnuvası'nda da beşinci oldu.

Recep Akdağ

Recep Akdağ
Recep Akdağ

Recep Akdağ (d. 8 Mayıs 1960; İspir, Erzurum), Türk hekim ve siyasetçidir. Recep Akdağ 22, 23 ve 24. dönem Erzurum Milletvekili oldu. 58, 59, 60 ve 61. hükümetlerde Sağlık Bakanlığı yaptı. İngilizce bilen Akdağ, evli ve 6 çocuk babasıdır. 18 Kasım 2002'den 24 Ocak 2013'e kadar Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Bu göreve 4 kez üst üste atanan ilk bakandır ve Dr. Refik Saydam'dan sonra en uzun süre görev yapan Sağlık Bakanı'dır.

Erol Taş

Erol TAŞ (28 Şubat 1926, Erzurum - 8 Kasım 1998, İstanbul) Türk sinema oyuncusu. Özellikle canlandırdığı kötü adam rolleriyle ün yapmıştır.Henüz iki yaşında iken, babası Hamza Bey'in ölümü üzerine annesi Nazife Hanım ile birlikte İstanbul'a taşındı.

Okul çağında olmasına rağmen ailesine yardım etmek için okuldan ayrıldı ve çeşitli mesleklerde çalıştı. Bunların arasında hamallık, tezgahtarlık sayılabilir. O dönem aynı zamanda boksörlük de yapan Taş, 1947 yılında İstanbul ve Türkiye ikinciliğini kazandı. Yine o yıl askere gitti ve üç yıl askerlik görevini yaptı.

Askerden dönünce Cankurtaran’da bir iplik fabrikasında çalışmaya başladı. Sinemada kötü adam rolleri ile bilinen sanatçı, bu tiplerin dışına çıktığı filmlerde, aslında her tür karakteri rahatlıkla oynayabileceğini de ispatlamıştır. Zaman zaman da olsa oynadığı iyi tiplerle seyirciyi şaşırtmıştır.

Yaklaşık 600 filmde irili ufaklı çeşitli roller alan Erol Taş, oynadığı filmlerin altısında ise başrol oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor:

  • Mapushane Çeşmesi (1964-Suphi Kaner),
  • Kanlı Kale (1965-Yavuz Yalınkılıç),
  • Efenin İntikamı (1967-Yavuz Yalınkılıç),
  • Eşkiya Kanı/Hakimo (1968-Yavuz Figenli),
  • Konuşan Gözler (1965-Hicri Akbaşlı),
  • Katırcı Yani Efenin Definesi (1967-Yavuz Yalınkılıç).

Mesut Yar

Mesut Yar (d. 18 Nisan 1966, İstanbul), Türk gazeteci, televizyoncu. Yar, İstanbul Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede müzecilik ihtisası yaptı.

1985 yılında gazetecilik mesleğine stajyer muhabir olarak başlayan Yar, sırasıyla Hürriyet, Sabah, Posta gibi gazetelerde muhabirlik, editörlük ve köşe yazarlığı yaptı. 1994 yılında kurucuları arasında olduğu Kanal E'de ülkenin ilk ihtisas talk show'unu (By Night) yapan Yar, bundan sonraki kariyerine televizyon öznesinde devam etti.

Show TV, Number One TV, HBB TV, Kanal 6, Star TV, Cine 5, ATV gibi ulusal kanallarda yapımcılık, sunuculuk ve anchormanlik görevlerinde bulundu. Sabah-Atv Grubuna bağlı Kanal 1, Atv Avrupa, Türkçe Tv gibi kanallarda genel müdürlük yapan Mesut Yar, mesleğine paralel olarak edebiyatla da ilgilendi. Çeşitli hikaye, şiir ve ropörtaj kitapları yayımlanan Yar'ın halen Posta Gazetesi'nde televizyon eleştirmenliği yaptığı "Televizyon Hastası" isimli bir köşesi bulunmaktadır.

Mesut Yar, şu anda hafta içi her akşam CNN Türk'te Burada Laf Çok programını sunmaktadır.

Refik Durbaş

10 Şubat 1944'te Erzurum'un Pasinler ilçesinde doğdu. Liseyi İzmir'de bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini bitirmeden ayrıldı. 1965-1968 arasında çeşitli işlerde çalıştı.

Yeni İstanbul ve Cumhuriyet gazetelerinde düzeltmenlik yaptı. İlk şiiri İzmir'de Ege Ekspres gazetisinin sanat sayfalarında yayınlandı. Devinim, Gösteri, Sanat Olayı, Soyut, Papirüs gibi dergilerdeki şiirleriyle dikkat çekti. Arkadaşlarıyla birlikte 1962-1964 arasında "Evrim" dergisini, 1967'de de "Alan 67" dergisini yayınladı. 1971'de ilk şiirlerini Kuş Tufanı adlı şiir kitabında topladı. 1972-1974 yıllarında "Yeni A" dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.

Gazetelerde sanat sayfaları hazırladı. 1992 yılında Cumhuriyet gazetesinden emekli oldu. Köşe yazarı olarak değişik gazetelerde çalışmalarını sürdürmektedir. İkinci Yeni esintisi ile başladığı şiir yaşamı, zamanla toplumcu yönelim kazandı.

Kendine özgü dili ve benzetmeleriyle, baştan beri tavrını ve varlığını keskinleştiren, anlam kadar biçime de önem veren şiirler yazdı. Çarşıların, işçi kızların, pazar yerlerinin, çay evlerinin dünyasını yansıtan şair olarak tanındı. Şiirinde günlük konuşma dili içine ustaca serpiştirilmiş eski sözcükler de kullandı.

Erzurumlu Emrah

Erzurumlu Emrah (d. 1775 Tanbura, Erzurum – ö. 1854, Niksar, Tokat), Türk halk şairi. Sivas ve Kastamonu'da uzun süre kaldığı, Dertli'yi koruyan Alişan Bey'e sığındığı, bir ara Sinop ve İstanbul'a gittiği söylenir.

Medrese öğrenimi gördüğü için klasik şiire yönelmiş, Fuzûli, Baki, Nedim gibi usta bildiklerini örnek almış, Nakşibendiliğin Halidi koluna bağlı olduğu için tasavvuf öğelerini şiirine doldurmuş, koşmalarında Karacaoğlan'ı, kimi zaman da Aşık Ömer ve Gevheri'yi izlemiştir. Aşık geleneğine bağlı kaldığı koşmalarında ustaca bir söyleyişe ulaştığı, yerli zevki dile getirdiği görülür.

Erzurumlu Emrah'ın aruzla yazdığı şiirleri Divan adıyla Erzurumlu Abdulaziz tarafından bastırılmış (1913-1914), hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerini Eflatun Cem Güney ile Çetin Eflatun Güney kitap haline getirmişlerdir:

Erzurumlu Emrah'ın Hayatı ve Şiirleri (1958). Bu yıla kadar şiirleri ve hayatı sürmüştür Erzurumlu Emrah semaisiyle de ün kazanmıştır. Daha çok halk edebiyatında benimsenen Erzurumlu Emrah divan edebiyatı tarzında yazdığı şiirleriyle benimsenmiştir. Yaşamı üstüne bilgiler halk arasında dolaşan söylentilere ve şiirlerine dayanan Erzurumlu Emrah'ın Erzurum'da medrese öğrenimi gördüğü bilinmektedir.

18.yüzyılın sonunda Erzurum köylerinden birinde doğduğu, gerek halk inanışları gerek kendi şiirlerindeki anışlardan belli olan Emrah'ın 1855-1860 arasında, son yıllarını geçirdiği Niksar'da öldüğü kabul edilir. Daha açık bilgi yoktur.

İbrahim Erkal

İbrahim Erkal
İbrahim Erkal

1986 yılında Kalender Ordu Evin'de askerlik yaptı. İlk albümü İbrahim Güzel ses adıyla Sarhoş Baki (Erzurum Türküleri) albümüdür. Duyulan İlk albümü "Tutku", 24 Ocak 1994 tarihinde çıktı.Bu sırada Galatasaray için Ölümüne Cim bom adında albüm yaptı (1994) (Midas Plak).

İkinci albümü "Sıra Bende-Aklımdasın", 8 Mart 1995 tarihinde çıktı. Üçüncü albümü ise "Gönlünüze Talibim", 8 Temmuz 1996 tarihinde çıktı. Albümün çıkış parçası olan Unutmayacağım dır. İkinci klibi olan "Canısı"dır.

1997 yılının Ocak ayında Canısı adlı dizi, Show TV ekranlarında yayınlandı. Dördüncü albümü ise Sırılsıklam 15 Mayıs 1998 tarihinde çıktı. 1998 yılının Eylül ayında Sırılsıklam adlı dizi, Show TV ekranlarında yayınlandı. Beşinci albümü ise De Get 5 Ocak 2000 tarihinde çıktı. 4 şarkıya video çekmiştir. Bu albümün çıkış parçası olan "De Get Yalan Dünyadır."

İkinci klibi Nasıl Sevmiştimdir. Üçüncü klibi Seviyorum Mu Nedir. Son klibi Alem Bozulmuşdur. Altıncı albümü Su Gibi 18 Nisan 2001 tarihinde çıktı. Yedinci albümü Aşkname 16 Temmuz 2002 tarihinde çıktı. Sekizinci albümü Gönül Limanı 21 Temmuz 2004 tarihinde çıktı. Dokuzuncu albümü Yüreğinden Öpüyorum 10 Temmuz 2006 tarihinde çıktı.

Onuncu albümü Aranağme 23 Kasım 2008'de çıktı. Son albümü Burnumda Tütüyorsun 2011 yılında çıktı.Zara, İzzet Yıldızhan, Vahdet Vural, Zeynep, Murat Yıldız, Kader, Hülya Avşar, Metin Şentürk, İbrahim Tatlıses, Ayhan Aşan, Yudum, Ümit Yılmaz, Burhan Çaçan, Gökhan Özen, Alişan, Ceylan, Erdinç Şahin, Ferman Toprak, Mine Koşan, Soner Arıca, gibi pek çok sanatçı eserlerini yorumlamıştır, şu ana kadar anonim olanlar hariç seslendirdiği tüm eserlerin söz ve müziği kendisine aittir.

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu

1901 yılında Tortum yakınlarındaki Öşkvank, yeni ismiyle Çamlı Yamaç[1], (bugün Uzundere'ye bağlı) doğmuştur. Asıl adı Ahmed Halil’dir. Fındıkoğulları ailesine mensup Halil Fahri Bey’in oğludur.

Halil Fahri Bey de 1860 yılında Öşkvank’ta doğmuş ve çeşitli bölgelerde kadılık yapmış ve 1916 yılında ölmüştür. Annesi Fatma Zehra Hanım 1865 yılında Tortum’un Dikyarlı ilçesinde doğmuştur.

İkinci Dünya Savaşı sırasında hac vazifesini yapmak için gittiği Hicaz’da ölmüştür.Babasının memuriyeti ve Doğu Anadolu’da o yıllarda savaş ve göç olayları sebebiyle Ziyaeddin Fahri’nin çocukluğu sürekli yer değiştirmeler içinde geçmiştir. Fındıkoğlu, babasının memuriyeti sebebiyle ilk öğrenimini Erzincan ve Hakkari'de yapmıştır.

Malatya İdadisinden (ilkokul) sonra Kayseri Sultani (Lise)sinde başladığı öğrenimine İstanbul Gelenbevi Sultanisinde devam etmiştir. Gelenbevi Lisesinin 10. sınıfında okumakta iken daha büyük yaştaki sınıf arkadaşlarının askere alınması sonucu sınıfta kendisi ile birlikte iki arkadaşı kalmıştır. Okul idaresi üç çocuk için sınıfı eğitim faaliyetine devam edemeyeceği gerekçesiyle sınıfı kapatır. O sıralarda Ziyaeddin Fahri, Posta-Telgraf Mektebinin sınavla öğrenci aldığını öğrenir.

Selahattin Taşdöğen

Oyuncu, Sanat Yönetmeni Doğum Tarihi: 19.07.1951 Doğum Yeri: Erzurum, Türkiye Selahattin Taşdöğen Türk oyuncu. 1986 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Kariyeri boyunca çeşitli tiyatro oyunları, dizi ve filmlerde rol aldı.

Eşref Kolçak

Eşref Kolçak (d. 28 Ocak 1927; İspir, Erzurum), Türk oyuncu. Babası İspir Gaziler köyünden Harun Kolçakoğlu, annesi ise daha sonra Hateme adını alan, Rus kökenli Katya'dır. 1941 yılında İstanbul'a geldi.

Sultanahmet Sanat Enstitüsü'ne girdi ancak bitiremedi. Marangozluk ve ayakkabı tamirciliği gibi işlerde çalıştı. 1944 yılında Atilla Revüsü'nde, 1945 yılında Ses Opereti'nde sahneye çıktı. 1947 yılında ilk filmini çevirdi. Sanat hayatı boyunca 180 sinema filmi ve televizyon dizisinde rol aldı.Pop müzik sanatçısı Harun Kolçak'ın babasıdır.

Cemal Gürsel

Cemal Gürsel (10 Haziran 1895; Hınıs, Erzurum - 14 Eylül 1966, Ankara), Türk asker ve siyasetçi. 1960 Darbesi sonrası oluşturulan Milli Birlik Komitesi başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dördüncü Cumhurbaşkanıdır. 1. Tümen'de üstün başarı ile verdiği hizmetleri için kıdem zammı ile taltif edildi. Büyük Taarruz'da fiilen görev başında muharebede bulunarak Harb Madalyası ve İstiklal Madalyası ile taltif edildi.

Beklan Algan

Beklan Algan (1933, Erzurum - 27 Eylül 2010), Türk oyuncu, yazar, yönetmen. 1933 yılında Erzurum'da doğdu. Robert Koleji bitirdikten sonra Ayla Algan ile evlendi. 1951-1954 yılları arasında Fenerbahçe Basketbol Takımı'nda forma giydi ve 1954 yılında Galatasaray'ı yenerek sarı-kırmızılı takımın potalardaki üstünlüğünü Fenerbahçe'ye taşıyan kadroda genç bir sporcu olarak yeraldı.

Maden mühendisliği eğitimi için gittiği Amerika'da eşi Ayla Algan ile birlikte Actor’s Repertuary Theatre ve New York Actor Studio sahne eğitimi alan sanatçı, tiyatro eğitimi de aldı. Amerika'da birçok oyunda profesyonel olarak oynadı. Türkiye'ye dönünce Şehir tiyatroları'na girdi (1961). 1964 yılında "İstanbul Macerası", "Karanfilli Kadın", “Kız Kulesi Aşıkları" gibi filmler çevirdi.

Altan Erbulak


Altan Erbulak (d. 11 Kasım 1929 Erzurum - ö. 1 Mayıs 1988 İstanbul). Türk karikatürist, oyuncu, gazeteci. 11 Kasım 1929'da Erzurum'da doğdu. İlk defa 1955 yılında amatör tiyatro oyuncusu olarak sahneye çıktı.

Oynadığı oyunlar arasında Ayı Masalı, Midas'ın kulakları yer almaktadır. Oyunculuğu dışında karikatür çizerliği yönü de vardır. 1979 yılında Metin Serezli ile birlikte Koca Mustafa paşa Çevre Tiyatrosu’nu kurmuştur. 1988 yılında gittiği turnede sahnede yaşamını yitirmiştir.

Eşi Füsun Erbulak ve kızı Sevinç Erbulak da aynı mesleği yapmaktadırlar. Kızı Ayşe Erbulak kaligraf Rıza Külegeç'le evlenip boşanmıştır, Bu evlilikten oyuncu Dağhan Külegeç dünyaya gelmiştir. Erbulak Vatan, Akşam, Tef, Akbaba, Fırt, Gırgır, Milliyet gibi çok dergi ve gazetede karikatür çizdi. "Hürmüz’le Cafer", "Kibar Hırsız" sanatçının Türk mizahına kazandırdığı karikatür tiplerinden birkaçıdır.

Orhan Boran'ın 1960'lı yıllarda yayımladığı ve kendi radyo karakterlerine dayandırdığı çizgi roman Yuki'yi de Altan Erbulak resimliyordu. Türkiye'de Yavru ile Katip (002 filmleri olarak da bilinirler) olarak tanınan ve 1970'li yıllarda sinemalarda yaygın olarak gösterilen İtalya yapımı Franco Ciccio filmlerinde Ciccio Ingrassia'nın oynadığı katip karakterini Altan Erbulak seslendirdi. Franco Franchi'nin oynadığı yavru karakterinin Türkçe dublajını ise Erol Günaydın yapıyordu. Ölümünden sonra adına, eşi Füsun Erbulak, kızları Ayşe ve Sevinç Erbulak tarafından, yılın başarılı oyuncusuna verilmek üzere “Altan Erbulak Ödülü” konuldu.

Ömer Nasuhi Bilmen

Türkiye Cumhuriyetinin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olan, zamanının değerli din alimlerinden Ömer Nasuhi BİLMEN, 1882 yılında Erzurum'da doğdu. İlk tahsiline Ahmediye Medresesi müderrisi Abdürrezzak İlmi ile Erzurum Müftüsü Müderris Hüseyin Raki Efendilerden okuyarak başladı.

1908 yılında İstanbul'a gelen BİLMEN, Fatih Dersiamlarından Tokatlı Şakir Efendi'nin desrlerine devam etti ve icazet aldı. Daha sonra Medreset'ül Kuzat'a girdi. Burada dört yıl hukuk tahsil etti. 1912 yılında açılan rus imtihanını da kazandı.

Fatih dersiamları arasına katıldı. Fatih Camiinde, Sahın Medresesinde ve Dar uş Şafaka'da dersler veren ve kısa bir zaman içerisinde istidat ve kabiliyeti ile kendisini tanıtan Ömer Nasuhi BİLMEN, ayrıca İstanbul İmam-Hatip Okulu ve Yüksek İslam Enstitüsü'nde usul i fıkıh ve ilmi kelam dersleri okuttu.

Temyiz Mahkemesi Şerriye Dairesi Mümeyyizliğinde de bulundu. 1941 yılında seçimle İstanbul Müftülüğüne tayin oldu. 30 Haziran 1960 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığına getirilen Ömer Nasuhi BİLMEN, bir yıl kadar sonra emekliye ayrıldı ve 13 Ekim 1971 tarihinde Hakkın rahmetine kavuştu.

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.

Erzurumlu İbrahim Hakkı (D. 18 Mayıs 1703), Marifetname'nin yazarı Mutasavvıf alim ve Şeyh, Erzurum'a bağlı Hasankale’de dünyaya gelmiştir. Küçük yaşlarda annesini ve daha sonra babasını yitiren İbrahim Hakkı, bir süre amcasının yanında kalmış, bu süre içinde eğitimine devam etmiştir.

1747 tarihinde İstanbul'a gelerek Sultan I. Mahmut ile görüşmüştür. Yeniden Erzurum'a dönen İbrahim Hakkı, sürekli olarak dini ve bilimsel konularla ilgilenmiş ve 1780 yılında rahatsızlanarak aynı yılın 22 Haziran günü vefat etmiştir. Kabri Siirt Tillo'dadır.

Manzum ve düz yazı toplam on beş eser yazmış olan İbrahim Hakkı'nın en önemli eserleri Divan ve Marifetname'dir. Erzurumlu İbrahim Hakkı, astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji ve din ile ilgili pek çok çalışma yapmıştır.

Tasavvufi konularla birlikte, fen bilimleri hakkında da geniş bilgileri kapsayan Marifetname adlı eseri, ansiklopedik bir özellik taşımaktadır. 1757'de tamamlanan Marifetname, yalın ve halkın anlayabileceği bir dilde yazılmıştır. Yazarın söylediğine göre, Marifetname 400 kitaptan yararlanılarak yazılmıştır. Bu kitapta ilk defa bir alim tarafından Güneş Sistemi ('hey’et-i cedide') anlatıldı.

Erzurum'un Tarihi ve Tarihi Yerleri

Erzurum’un Tarihi Türkiye'nin Doğusunda bulunan ili ve en kalabalık yirmi dokuzuncu şehri. 2015 itibarıyla 779.321 kişilik nüfusa sahiptir ve 999 kişi göç vermiştir. Nüfus bakımından Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük üçüncü ilidir. Denizden yüksekliği yaklaşık 1900 m olan Erzurum, tarihin ilk dönemlerinden beri yerleşim yeridir. Şehir, tarihî eserleri ve kış sporları tesisleriyle de tanınmaktadır.Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin en büyük dördüncü ili olan Erzurum'da, temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup şehir son yıllarda kış turizmiyle de öne çıkmaktadır. Soğuk iklimi sebebiyle sanayisi gelişmemiştir. 25.066 km² yüzölçümüne sahip il arazisinin %15,17'si tarımsal amaçlı olarak kullanılabilir konumdadır.

Tabiat şartlarının ve coğrafi konumunun uygun ve elverişli olması yanı sıra , önemli uygarlık ve medeniyet merkezi olarak bilinen yerlere yakınlığı, Erzurum'un Anadolu'da en eski yerleşim merkezlerinden birisidir. Günümüze kadar yapılan kazılar sonucu bulunan bazı taş araçlar Erzurum ve yöresindeki yerleşimin geçmişini '’yontma taş devri’’ ne kadar götürmektedir. Ayrıca Karaz Pulur, Güzelova Höyük, ve Sos Höyük buluntuları, Erzurum'un İlk Tunç Çağı'ında Karaz Kültürünün merkezi konumunda olduğunu göstermektedir. Erzurum, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Erzurum'un tarihi MÖ 4000'e kadar uzanmaktadır. Urartular, Kimmerler, İskitler, Hititler, Medler, Persler, Bizanslar, Romalılar Sasaniler, Emeviler, Selçuklu Devleti, Moğollar, İlhanlılar, Safeviler, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında kalmıştır

Köken Tarihçesi

Şehrin bilinen ilk adı, Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius’un (408-450) ismiyle ilişkili olan Theodosiopolis’ti. Ermeniler ise burayı Karin adıyla anmaktaydı. Romalıların istilasından evvel Erzurum'un bulunduğu yerde Ermenilerin "KARİN" diye adlandırdıkları bir şehir olduğu bilinir. Belâzürî, bölgeye egemen olan kişinin ölümü üzerine yerini alan Kali adlı eşi tarafından kurulduğu için Kalikale adı verilen şehre Araplar’ın Kālîkalâ dediklerini söyler.11. yüzyıldan sonra ise Türkler, Theodosiopolis için Erzen adını kullanmışlardır. Basılan Selçuklu paralarında şehrin adı Erzenü’r Rûm Erzen-i Rûm ve Erz-i Rûm şeklinde yazıldığı görülmüştür. Daha sonra bu ad Arz-ı Rûm olmuş ve son olarak bugünkü Erzurum şeklini almıştır.

Erzurum’un Tarihi Yerleri

  1. Rüstem paşa Kervansarayı
  2. Çobandede Köprüsü
  3. Erzurum Kalesi-saati
  4. Erzurum Evleri
  5. Ulu Cami -Atabey Cami
  6. Çifte Minareler
  7. Üç Kümbetler
  8. Bakırcı Cami
  9. İbrahimpaşa Cami
  10. Lalapaşa Cami
  11. Hasankale
  12. İspir Kalesi
  13. Öşvank kilisesi
  14. Oltu Kalesi
  15. Tortum kalesi

1-TAŞHAN (Rüstem Paşa Kervansarayı)

Taşhan adiyla bilinen Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılmıştır. Burası yolcuların gece ve gündüz her çeşit ihtiyaçlarının karşılandığı yerdi.Taşhan (Rüstem Paşa Kervansarayı)nda imarethane, mescit, dinlenme yeriyidi.Ancak, bunların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır. Diğer bir deyimlede Ribat olarak bilinmekteydi. Ribatlar, sınırları korumak amacıyla içerisinde 20-30 civarında akıncı birliğinin bulunduğu bir çeşit ileri karakol binaları olarakta bilinmektedir. Osmanlı imparatorluğu sınırlarının zamanla Tiflis’e ve Hazar Denizi’ne kadar genişlemesiyle buraya; konak, barınak, ahır ve alışveriş merkezi özellikleri kazandırılmıştır.

Taşhan olarak bilinen Rüstem Paşa Kervansarayı, dikdörtgen bir avlu çevresinde, kesme taştan yapılmış revakların arkasına sıralanmış odalardan oluşan iki katlı bir yapıdır. Doğu ve batı yönünde sivri kemerli ve tonozlu iki kapıdan girilen avlunun çevresinde 32 oda bulunmaktadır. Üst katta koridor çevresinde sıralanmış basık tonozlu odalar bulunmaktadır. Buradaki süslemeler daha sonra yapılmıştır. 1965 yılında önemli bir restorasyon geçiren kervansarayın batıya bakan ön cephesi, hafif ileri taşırılmış, altta beşik tonozlu derin bir giriş, üstte de kervansaray yöneticisine ait bir oda bırakılmıştır.

Kervansaray, günümüzde Oltu taşı esnafının imalat ve satış yeri olarak hizmet vermektedir. Ayrıca Oltu taşının ve gümüş işçiliğinin en güzel örneklerini bulabileceğiniz eski kervansaray bedesten Taşhan. Rüstem paşa zamanında yapılmıştır. Bu tarihi yapının duvarlarında kesme taş işçiliğini görebilirsiniz . Şehir merkezinde ulaşımı çok kolay bedestene uğrayın esnafın çayını için ve sohbet edin gümüş işçiliği oltu taşı ve margazit ile ilgili her türlü bilgiye sahipler tüm dükkanları tek tek girin derim hepsinde ayrı model ayrı emek ve işçilik kendinizi kaybedersiniz çeşitlerin arasında ayrıca çok da ucuz ve indirim yapıyorlar. tüm gününüzü ayırın gümüş takı ve oltu taşı severseniz. Ayrıca oltu taşı ve kehribardan yapılmış tesbihleri de alın derim.

2 - Çobandede Köprüsü

Erzurum horasan arasında bir yolculuk yapacaksanız Çobandede Köprüsü Erzurum'un Köprüköy ilçesinde Aras Nehri üzerindeki tarihi köprüdür. Ana yoldan geçerken güneyinizde rahatlıkla görebilirsiniz. Köprü 13. yüzyıl sonlarında İlhanlılar’ın veziri Emir Çoban Salduz tarafından yapılmıştır. Dönemin önemli yapılarından biri olan tarihi köprü, günümüzde koruma altına alındığından kullanılmamaktadır ve restorasyon yapılmıştır. Ayrıca köprünün ayaklarının abanoz ağacı diye bilinen üzerine oturtulduğunu ve suya dayanıklı olan bu ağaç sayesinde belirli bir esneklik sağlandığı bilinmektedir.

3-Erzurum kalesi ve saati

Erzurum Şehir Merkezi Tarihi Lokasyonda Bulunan Saat Kuleli Kale M.S.5 Yüzyılda Bizanslilar Tarafindan Yapildiği Tahmin Ediliyor.Roma 'Bizanslilar'Sasaniler'Asurlular'Persler Ve Araplar Tarafindan Kullanilmiş Medeniyetlerin Kalesi.En Son 11.Yüzyılda Biz Türklerin Eline Geçmiş Ve Bir Çok Eklemeler Yapilmiş.Yeni Restorasyon Geçiren Kalemiz Çok Güzel Bir Hal Almiştir.Erzurum'da gidilmesi gereken en önemli yerlerden biridir. Kaleden çok içindeki saat kulesi önemli. Kışın saat kulesinden şehrin üzerindeki beyaz örtü insanı büyülüyor, ancak saat kulesine tırmanmak herkes için kolay olmayabilir. Şimdiden gezecek olan misafirlerimize iyi eğlenceler.

4-Erzurum Evleri

11 adet eski Erzurum evinin birleşiminden oluşan harika bir kafe, kültür durağı ve müze diyebilirim. Dizaynı ve atmosferi çok hoş. Turist çekebilme potansiyeli de hayli fazla. İçerisinde bir süre gezince geçmişte yolculuğa çıkıyorsunuz adeta. Tüm eşyalar yaşanmışlık eseri gibi Tarihi Erzurum Evlerinde bir dış Kapı. Kapının hemen sağ üst tarafında dikkat çeken biri diğerine göre biraz daha büyük iki tane kapı tokmağı bulunuyor. Peki bir kapı üzerinde birden fazla kapı tokmağı neden bulunur? Anadolu mimarisinde ev kapılarında bulunan çoklu kapı tokmakları yaşam tarzını yansıtır. Tiz ses çıkaran tokmak kadının geldiğini, tok ses çıkartan tokmak çalındığında ise gelenin erkek olduğu anlaşılır. Kapıdaki sese göre evdekiler; gelen erkekse kapıyı erkek, kadın ise kadın açar. Farklı Kapı tokmakları olması Anadolu’da kültürde nezaketin, mimaride zarafetin göstergesidir.

5- Erzurum Ulu Cami /Atabey Cami / Cami-i Kebir

Ulu Cami; Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmıştır. Saltuklular'ın "Atabey" isminden dolayı buraya "Atabey Camisi" de denmektedir. Yapının üst örtüsü mihrap duvarına dikey olarak inşa edilmiştir. Geniş bir orta nef ve bunun iki yanında üçer nefle birlikte toplam yedi neften oluşmaktadır.

Yirmisekiz serbest "L", "T" ve dikdörtgen şekilli paye üzerine oturtulan cami, 51 x 54 m ölçülerindedir. İbadet mekânındaki üst örtüyü, on altısı duvarlara bitişik olan kırk paye taşımaktadır. Sultan 4. Murat zamanında yiyecek deposu olarak kullanılan cami, değişik tarihlerde beş kez onarılmıştır. Erzurum Valisi Hüseyin Paşa 1639'da, Ali Efendi, 1826'da camiyi onarmış; bunu 1858 ve 1860 yılında yapılan onarımlar izlemiştir. Cami, son olarak, 1957- 1964 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.

Caminin içerisinde toplam 40 sütun bulunmaktadır. Doğudaki birinci kapısının iki yanında birer mihrapçık bulunan yapının, 1860 yılında yapılan onarım kitabesi de burada yer almaktadır. Caminin ilk yapımındaki mihrap duvarı, önü hafif sivri kemerler üzerine oturan büyük pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. (Kırlangıç Kubbe) denilen, bindirme şeklinde inşa edilmiş bu kubbenin yapının ilk haline ait olduğu sanılmaktadır.

Caminin sağ tarafında tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerafeli minaresi bulunmaktadır. Minareye cami içerisinden çıkılmaktadır 28 pencere ile aydınlatılan caminin, güneydeki ikinci penceresi üzerinde 1826 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır. "Kırlangıç Kubbe" denilen, bindirme şeklinde inşa edilmiş bu kubbenin yapının ilk haline ait olduğu bilinmektedir.

Atabey Camii olarak da bilinen ve 575 (1179) yılında Emîr İzzeddin Saltuk’un oğlu Melik Nâsırüddin Muhammed tarafından Ebü’lFeth Mehmed’e yaptırılmıştır. Ancak bu ilk yapıdan özgün olarak sadece kıble duvarı kalmıştır. Diğer kısımlar bir çok defa esaslı bir şekilde onarım görmüştür. Caminin ilk yapısından kalan tek mimari eleman mihrabıdır. Erzurum Ulu Camii, ilk yapıldığı şekliyle günümüze ulaşamasa da Saltuklular’dan kalan iki mescidden biridir. 7. yüzyılda Anadolu’da yapılan ulu camilerin mihrabın bulunduğu orta mekâna ağırlık veren mimari anlayışı ve geometrik motifli taş süslemesiyle Türk sanatının bütünlüğü içinde yerini alır.

Ulu Camii / Atabey Camii /Cami-i Kebir

Erzurum'un en eski, tarihî Camiilerinden, Saltuklu Emirlerinden Nasirruddin Muhammed tarafından yaptırılmış , Muhteşem Eser!...54m× 41m= 2214 m2 alana oturmuş , Devasa Eser!...Cami-i Kebir!...Kuzeyden 3 giriş, doğudan 2 giriş olmak üzere 5 kapısı var!...

Camii kesme taştan inşa edilmiş olup, minaresi kuzeybatı köşesinde yer almakta...Minare gövdesi tuğladan inşa edilmiş, Camii içine girdiğinizde , el emeği-göznuru bir taş işçilliği ve ahşap işçilliği ile karşılaşacaksınız. Camiinin konumu, mimarisi , dekorasyonunu, işçiliği ve manzarası çok güzel Tarihî Çifte Minare Medrese'sine komşu!.. Erzurum Kalesi'nin karşısında yer alıyor

6-Çifte Minareler

Çifte Minareli Medrese Özellikleri Nelerdir?

Çifte Minareli Medrese Erzurum'un sembolü haline gelen bir Selçuklueseridir. Genelde 13'üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları'ndan Padişah Hatuntarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medreseside denilmektedir.

Yaklaşık 35x46 m boyutlarında olan medrese iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubunun en önemli örneğidir. 26x10 m ölçülerindeki avlusu, dört yönden revaklarla çevrilidir. Avlunun her iki tarafında öğrenci ve öğretmen odaları sıralanmaktadır. Medresenin zemin katında on dokuz, birinci katında ise on sekiz odası bulunmaktadır. Girişin batısındaki kare mekân, mescid olarak kullanılmıştır. Güneyde ana eyvanla birleşen, altında mumyalığı bulunan kümbet, Anadolu'da çağdaşları arasındaki en büyük türbe olma özelliğine sahiptir. Gövdesi on iki köşeli olan kümbet dıştan külah, içten kubbe ili örtülüdür. Saçağı, süsleme şerit ve silmelerle bezenmiştir.

Çifte Minareli Medrese'nin özellikle taç kapısında bulunan bezemeler, Selçuklu taş süslemesindeki derinliğin ve estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturmaktadır. Bezemelerde ağırlıklı olarak bitkisel ögeler kullanılmıştır. En çok palmet ve rumi motifleri kullanılırken, her ikisinin de birbiri ile uyumu dikkat çekmektedir. Taç kapının batı tarafına Orta Asya Türkleri'nin simgesi olan çift başlı kartal, ağzı açık iki yılan ve dilimli yapraktan oluşan hayat ağacı işlenmiştir. Doğu tarafında bulunan simetriğinde ise yaprak ve kartal işlemesi yer almamaktadır. Taç kapının iki yanında yükselen sırlı tuğla ve tuğla ile örülü, motiflerle bezeli minareler göz kamaştırıcı bir estetik anlayışı sunmaktadır. Minareler, şerafelere kadar yapılmıştır.

Minarelerde turkuaz rengiyle dikkat çeken panonun içinde Arapça "Allah" yazmaktadır. Osmanlı padişahlarından 4. Murad'ın emri ile bir süre "Tophane" olarak, daha sonra da "Kışla” olarak kullanılan medrese, 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir.

  • Çifte Minareli Medrese Ziyaret Saatleri Yaz Dönemi: 09:00-20:00
  • Çifte Minareli Medrese Ziyaret Saatleri Kış Dönemi: 08:00-17:30
  • Çifte Minareli Medrese Tatil Günleri:Her gün ziyaret edilebilir.
  • Çifte Minareli Medrese Giriş Ücretsizdir.

7-Üç Kümbetler

Üç Kümbetler - ErzurumÜç Kümbetler, Anadolu’da bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Üç kümbetten en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12. yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır. Diğer kümbetlerin kime ait oldukları bilinmezken bunlarında 14. yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilmektedir.

Kümbetlerin yanında bulunan kare şeklindeki küçük yapının ne olduğu konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bunun da bir kümbet veya mescit olduğu belirtilmektedir. Üç kümbetler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1956 yılında onarılmıştır.Emir Saltuk Kümbeti, kesme taştan yapılmıştır. Sekizgen gövdeli, yüksek kasnaklı ve üzeri kubbe ile konik karışımı basık bir külahla örtülüdür. İki renkli kesme taştan yapılan kümbetin üçgen alınlıklarında, yuvarlak kemerli, kasnak nişlerinde boğa, yılan, yarasa, kartal gibi hayvan kabartmaları bulunmaktadır.

Bu kabartmalar, Orta Asya Türk takvimlerinde yer alan burç figürlerini andırmaktadır. Nişlerden birinin içerisindeki boğa boynuzları arasında insan başı işlemesi dikkat çekmektedir. Emir Saltuk Kümbeti'nin sekiz cephesinin dört yüzünde birer çift pencere yer almaktadır. Kümbetin, kuzey yönünde bulunan giriş kapısının saçakları üzerinde geometrik bezeme ile çiçek ve hayvan figürleri görülmektedir.Emir Saltuk Kümbeti'nin güneydoğusunda bulunan ikinci kümbetin alt kısmı, kare planlı ve on iki cephelidir.

Bu kümbet gri renkte bir taştan yapılmıştır. Üstte bir küçük, altta ise bezemeli üç büyük penceresi bulunmaktadır. Bu kümbetin güney cephesindeki penceresi aynı zamanda mihrap görünümündedir. İkinci kümbete 4 metre uzaklıktaki üçüncü kümbet yöresel keyek taşından yapılmıştır. Üçüncü kümbet, on iki cepheli ve dört pencerelidir. Kuzey yönünde giriş kapısı bulunan kümbetin, iç kısmında oldukça güzel bezenmiş mihrabı yer almaktadır. Kümbetin üzerini örten konik külahın kasnağında Emir Saltuk Kümbeti'ne benzeyen süslemelere yer verilmiştir. Çifte Minareli Medrese'nin ve Ulu Cami'nin tam arkasında. En büyüğü Saltukoğlu Ebul Kasım Emir Saltuk'a ait. Tavelada Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1956 yılında onarıldığı bilgisi var. Saltukoğlu Ebul Kasım Anadolu topraklarını Türk yurdu haline getiren yiğit atalarımızdan sadece bir tanesidir.

8-Bakırcı Camii

Erzurum Bakırcı Mahallesi’nde bulunan Bakırcı Camisini Bakırcı Hacı Mustafa’nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine 1720-1721 yıllarında Mustafa Ağa yaptırmıştır. Cami 1902 yılında Osman Efendi tarafından onarılmıştır. Geleneksel Erzurum camilerinde uygulanan plan tipinde olan bu yapı kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı ve kubbeli caminin önünde dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Giriş kapısı üzerinde 1720 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe talik yazı ile 38 mısra halinde Ketencizade Rüştü tarafından yazılmıştır. Caminin içerisinde mimari ve bezeme yönünden herhangi bir özellik yoktur. Minare kırmızı kamber taşından yapılmış olup, şerefe altında mukarnas bezemeleri görülmektedir. Bu minare üzerinde günümüzde de Erzurum’un işgalinden kalma kurşun izlerine rastlanmaktadır.

9- İbrahim paşa Cami

CAMİİ kitabesine göre İbrahim Ethem Paşa tarafından 1161-1748 tarihinde yaptırılmıştır. Yapının kapı kemerinin üzerinde bulunan 43 x 64 cm ölçülerindeki mermer kitabe, talik hatla yazılmış olup, beş satır ve iki sütundur. Şair Haşim tarafından yazılmıştır.

Caminin mihrabında 47 x 38 cm ölçülerinde mermer kitabe yer almaktadır. Camide, kaidelerinde kitabeleri yer alan Şamdanlardan biri 1161-1748 tarihinde İbrahim Paşa tarafından, diğeri 1212 -1797 tarihinde İbrahim Paşa'nın kızı Muhsine hanım tarafından ve diğer ikisi 1347 -1928 tarihinde Alemdar Zade Abdurrahman'ın eşi Saniye Hanım tarafından vakfedilmiştir. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.

Plan ve Mimari Özellikleri: Kare planlı ve tek kubbeli olarak yapılmış olan camin üç gözlü son cemaat yeri mevcuttur. Son cemaat yeri kubbelerle örtülü olup, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan mukarnas başlıklı dört sütun tarafından taşınmaktadır. Caminin doğu ve batı cephelerinde altta dikdörtgen formlu üçer pencere ve üstte yuvarlak kemer formlu birer penceresi bulunmaktadır. Kuzey cephede girişin iki yanında birer pencere, güney cephesinde ise dikdörtgen formlu ikisi mihrabın yanında, biri mihrabın üzerinde yuvarlak kemerli pencere görülmektedir. Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare, Kare kaideli silindirik gövdelidir. Kaideden silindir gövdeye geçişte köşeler pahlanmıştır. Şerefe altlığında iki sıra iri mukarnaslardan oluşan süsleme görülmektedir.

Cami kapısı düz atkı taşlı olup sivri kemerlidir. Girişteki sivri kemerin köşelerinde başlıklı sütunceler bulunmaktadır. Kapı üç yönden iç ve dış bükey silme ile sınırlandırılmıştır. Harim kısmı kubbe ile örtülü olup, kubbeye geçişlerde kullanılan tromplar sekizgene dönüştürülmüş, bunun üzerine de kubbenin oturduğu dairevi kasnak yerleştirilmiştir.

Mihrap beş kenarlı olup kesme taştır. Dört sıra mukarnastan oluşan bir kavsaraya sahiptir. Caminin ahşap minberi 20. yüzyıl eseridir. İbrahim Paşa Camii, Erzurum Merkez'de bulunan Eski Hükümet Konağı'nın çok yakınında bulunmaktadır. Şehrin tarihi ibadet mekanları arasındaki İbrahim Paşa Camii, kitabesindeki bilgiye göre 1748 yılında Erzurum Valisi Yazıcızade Hacı İbrahim Ethem Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin mimarisi kare planlı olup, tek bir kubbesi vardır. Yapımında beyaz renkte mermer taş kullanılmıştır ve mihrabı da mermerden yapılmıştır. Erzurum İbrahim Paşa Camii'nin minaresinde ise kesme taş görülmektedir. Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden biri olan cami, günümüzde de ibadete açıktır.

10-Lala Mustafa paşa Cami

Kibris fatihi Lala Mustafa Pasa tarafindan 1562 yilinda insa edilmistir. Erzurum Cumhuriyet Caddesi'nde yer almaktadır eski ve tarihi bir camidir cami her vakitte dolu oluyor cami merkezi konumda olduğu için insanlar buraya geliyor cuma günleri erken gelmek de fayda var caminin hemen yanında Yakutiye Kent Meydanı bulunmakta insanlar yazın burada bankta da oturuyorlar turistler Erzurum'da bu cami ile beraber Lala Mustafa paşa camii'yi de ziyaret ediyorlar.

Tam merkezde, büyük ihtişamlı, sade bir camii avlusu ve mimarisi çok güzel şadırvandan akan su buz gibi cami içerisi huzur verici etrafı insanların güzel vakit geçirmesine olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiş oturacak, çay içecek yerler var parkta herkes çimlere oturuyor görmeye değer vakit geçirmeye imkan veriyor.

11-Hasankale

Pasinler bölgede Hasan Kale olarak da adlandırılır. Erzurum il merkezine 40 km uzaklıktadır. Tarihi İpek Yolu'nun üzerindedir. Kalesi, şifalı kaplıcaları, maden suları ve patatesi ile ünlüdür. İlçe merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Serçeboğazı mahallesinin hemen girişinde diürettik maden suyu bulunmaktadır.

Pasinler ilçesinin doğusunda yer alan tarihî bir kaledir. 1071 Malazgirt Zaferini takiben Anadolu'nun fethiyle görevlendirilen Ebul Kasım Saltuk Bey'in kurduğu Saltuklu Devleti yönetiminde olan Hasan Kalesi'ne akabinde Anadolu Selçuklu Devleti hakim olmuştur. Kösedağ (1243) yenilgisinin ardından Moğol İlhanlı Hakimiyetine girmiştir.

Uzun bir süre Anadolu'da hakimiyet süren İlhanlıların yıkılmasıyla Moğolların enkazı altında, Erzurum ve çevresinde Sutaylılar ortaya çıkdı. Sutaylılardan Hacı Togayın oğlu Hasan gücünü Erzurum ve çevresine hissettirmek için Avnik, Zivin ve Mecingert kalelerine ilaveten Pasin Ovasına hakim ve her türlü saldırıya karşı korunaklı durumda olan Hasan Baba dağının eteğine bir kale inşa etmiştir (1340). Ölümünden sonra kendisi bu kaleye defnedilmiştir. Bu nedenle bu kale, HASAN KALE adını almıştır.

12- İspir Kalesi

İspir Kalesinin 12. yüzyılda bu bölgede hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede, günümüze kadar gelebilen bir kitabe bulunmadığından yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi elde edilememiştir. Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından onartılmıştır.

Kalenin temeli, Çoruh Nehrinden toplanan taşlardan yapılırken, üst duvarların inşasında blok kesme taş kullanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermiştir. İlk bakışta kalede Erzurum iç kalesindeki kulenin ve mescidin mimarisinin hakim olduğu görülür. İspir Kalesi’nde de mescidin minaresi ayni zamanda bir gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kalenin minaresi taştır ve incedir.

Mescidin kubbesinin tenasübünü sülün minaresi tamamlamaktadır. Kalenin güney tarafına yapılan Saltuklu eseri mescidin temellerinden başka içi dışı ve kubbesi de muntazam kesme taşla yapılmıştır. Mescidin duvar kalınlıkları 115 santimdir. Dışarıdan cephesi 10.80 metre derinliği ise 9.5 metredir. Girerken sol tarafta olan kapısının üstünü istelaktitler süsler kapının söveleri ve üstündeki kitabesi sökülmüş yok olmuştur.Tarihi ve heybetli duruşuyla çok nefis bir animasyon sunuyor. Mükemmel bir panaromik görüş avantajı bulunmaktadır.Gidip görülmesi gereken yerlerden biri diyebilirim.

13-Öşvank Kilisesi

Öşvank Kilisesi; Uzundere ilçesi Çamlıyamaç köyündedir. Renkli taş bezemeleri ve kabartma figurleri ile ünlüdür. Öşvank Kilisesi güney haç kolundaki giriş alnında bulunan kitabeye göre Gürcü Bağrat'lı Hanedanlığı zamanında III. Adernese'nin oğlu Magistras Bağrat tarafından 963-973 yılları arasında yapılmıştır.

Mimarisi Öşk'lü Grigor'a ait olan kilise Vaftizci Yahya'ya adanmış yapının büyük kubbesi Bizans imparatorları II. Basileios ve VI. Constantin tarafından 1022-1028 yılları arasında onarılmıştır. Kilisenin iç bölümlerinde bol miktarda görülen freskolar, 1036 yılında, Jojil Potrikios tarafından yapılmıştır. Kubbe kasnağında on iki pencere bulunmaktadır. Pencerelerin dış yüzleri kabartma silmelerle sınırlandırılmıştır. Sivri kemerli ve ince uzun olan bu pencereler gotik üslubu yansıtmaktadır.

Haç Planlı olan kilisenin dıştan çapraz kanatlı (trancept) olmasına karşın içeride apsislerin oluşturduğu üç dilimli bir bölüm ve onun devamı olan uzun bir kol bulunmaktadır. Yapının iç bölümlerinde bulunan sütunların kaideleri bitkisel motifler ve dini resimlerle bezenmiştir. Apsisin üstü yıkılmış olan kilisenin ön cephesinde, portakaldaki ilave bölüme ait sütunlardan birisi günümüze kadar gelememiş ve onun yerine bir ağaç kütüğü konulmuştur. Batı haç kolu; batı, kuzey ve güney cephelerden ek mekânlarla çevrilidir.

İki katlı kuzey mekân ilk yapıma aitken, güney ve batıdakiler sonradan eklenmiştir. Kilisenin içerisinde hamam, yatakhane, vaftizhane, rahip evleri, mutfak ve kütüphane gibi bolümler bulunmaktadır. Şehir merkezine yaklaşık 100 km. uzaklıkta olup, semt garajından hareket eden Uzundere İlçesi toplu taşıma araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.Oldukça büyük bir kampüse kurulmuş olan bu manastır, içerisinde bulunan köy sakinlerince biraz kötü kullanılmış, sonunda 2018 yılında restore edilmeye başlanmış. Dışarısında bulunan süslemeler ve kabartmaların bugüne kadar çok az deforme olmuş olarak ulaşmıştır.

14-Oltu Kalesi

Oltu Kalesinin hangi tarihte yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak konum ve mimarisinden hareketle MÖ. III. yüzyılda tüm Doğu Anadolu'ya hakim olan Urartular döneminde yapıldığı, ancak İpek Yolu ticaretinin güvenliğini sağlamak isteyen Cenevizlilerden ya da Romalılardan kalmış olabileceği de düşünülmektedir. Sonraki devirlerde tamir ve ilavelerle takviye edildiği anlaşılmaktadır. Tarihi bir mekan. İlçenin tam merkezinde oluşu ve yüksek bir tepeye kurulmuş olması dikkat çeken hususlar. İlçe insanıda oldukça misafirperver ve sıcak kanlı. Oltu ilçesi doğa güzellikleri ve ormanlarıylada güzel bir ilçe.

15-Tortum Kalesi

Tortum’un 20 km batısında, Tortum Kale köyünde yer almaktadır, ilk yapılışına ilişkin kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Evliya Çelebi'ye göre Kale, "Mamerol" adında bir Gürcü Kral tarafından yaptırılmıştır. Kalede İran, Doğu Roma, Gürcü, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlı devletlerinin izleri görülebilmektedir. Erzurum merkezden semt garajından Tortum ilçe araçlarındanda ulaşım yapmak mümkündür.