Erzurum Firma Rehberi

Erzurum firma rehberi içinde yerinizi alarak ücretsiz bir web sitesi sahibi olabilirsiniz. Erzurum Firma listesine firmanızı hemen ücretsiz kaydedin.

Erzurum'un Tarihi ve Tarihi Yerleri

Erzurum’un Tarihi Türkiye'nin Doğusunda bulunan ili ve en kalabalık yirmi dokuzuncu şehri. 2015 itibarıyla 779.321 kişilik nüfusa sahiptir ve 999 kişi göç vermiştir. Nüfus bakımından Doğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük üçüncü ilidir. Denizden yüksekliği yaklaşık 1900 m olan Erzurum, tarihin ilk dönemlerinden beri yerleşim yeridir. Şehir, tarihî eserleri ve kış sporları tesisleriyle de tanınmaktadır.Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin en büyük dördüncü ili olan Erzurum'da, temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olup şehir son yıllarda kış turizmiyle de öne çıkmaktadır. Soğuk iklimi sebebiyle sanayisi gelişmemiştir. 25.066 km² yüzölçümüne sahip il arazisinin %15,17'si tarımsal amaçlı olarak kullanılabilir konumdadır.

Tabiat şartlarının ve coğrafi konumunun uygun ve elverişli olması yanı sıra , önemli uygarlık ve medeniyet merkezi olarak bilinen yerlere yakınlığı, Erzurum'un Anadolu'da en eski yerleşim merkezlerinden birisidir. Günümüze kadar yapılan kazılar sonucu bulunan bazı taş araçlar Erzurum ve yöresindeki yerleşimin geçmişini '’yontma taş devri’’ ne kadar götürmektedir. Ayrıca Karaz Pulur, Güzelova Höyük, ve Sos Höyük buluntuları, Erzurum'un İlk Tunç Çağı'ında Karaz Kültürünün merkezi konumunda olduğunu göstermektedir. Erzurum, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Erzurum'un tarihi MÖ 4000'e kadar uzanmaktadır. Urartular, Kimmerler, İskitler, Hititler, Medler, Persler, Bizanslar, Romalılar Sasaniler, Emeviler, Selçuklu Devleti, Moğollar, İlhanlılar, Safeviler, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında kalmıştır

Köken Tarihçesi

Şehrin bilinen ilk adı, Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius’un (408-450) ismiyle ilişkili olan Theodosiopolis’ti. Ermeniler ise burayı Karin adıyla anmaktaydı. Romalıların istilasından evvel Erzurum'un bulunduğu yerde Ermenilerin "KARİN" diye adlandırdıkları bir şehir olduğu bilinir. Belâzürî, bölgeye egemen olan kişinin ölümü üzerine yerini alan Kali adlı eşi tarafından kurulduğu için Kalikale adı verilen şehre Araplar’ın Kālîkalâ dediklerini söyler.11. yüzyıldan sonra ise Türkler, Theodosiopolis için Erzen adını kullanmışlardır. Basılan Selçuklu paralarında şehrin adı Erzenü’r Rûm Erzen-i Rûm ve Erz-i Rûm şeklinde yazıldığı görülmüştür. Daha sonra bu ad Arz-ı Rûm olmuş ve son olarak bugünkü Erzurum şeklini almıştır.

Erzurum’un Tarihi Yerleri

  1. Rüstem paşa Kervansarayı
  2. Çobandede Köprüsü
  3. Erzurum Kalesi-saati
  4. Erzurum Evleri
  5. Ulu Cami -Atabey Cami
  6. Çifte Minareler
  7. Üç Kümbetler
  8. Bakırcı Cami
  9. İbrahimpaşa Cami
  10. Lalapaşa Cami
  11. Hasankale
  12. İspir Kalesi
  13. Öşvank kilisesi
  14. Oltu Kalesi
  15. Tortum kalesi

1-TAŞHAN (Rüstem Paşa Kervansarayı)

Taşhan adiyla bilinen Rüstem Paşa Kervansarayı, Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılmıştır. Burası yolcuların gece ve gündüz her çeşit ihtiyaçlarının karşılandığı yerdi.Taşhan (Rüstem Paşa Kervansarayı)nda imarethane, mescit, dinlenme yeriyidi.Ancak, bunların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır. Diğer bir deyimlede Ribat olarak bilinmekteydi. Ribatlar, sınırları korumak amacıyla içerisinde 20-30 civarında akıncı birliğinin bulunduğu bir çeşit ileri karakol binaları olarakta bilinmektedir. Osmanlı imparatorluğu sınırlarının zamanla Tiflis’e ve Hazar Denizi’ne kadar genişlemesiyle buraya; konak, barınak, ahır ve alışveriş merkezi özellikleri kazandırılmıştır.

Taşhan olarak bilinen Rüstem Paşa Kervansarayı, dikdörtgen bir avlu çevresinde, kesme taştan yapılmış revakların arkasına sıralanmış odalardan oluşan iki katlı bir yapıdır. Doğu ve batı yönünde sivri kemerli ve tonozlu iki kapıdan girilen avlunun çevresinde 32 oda bulunmaktadır. Üst katta koridor çevresinde sıralanmış basık tonozlu odalar bulunmaktadır. Buradaki süslemeler daha sonra yapılmıştır. 1965 yılında önemli bir restorasyon geçiren kervansarayın batıya bakan ön cephesi, hafif ileri taşırılmış, altta beşik tonozlu derin bir giriş, üstte de kervansaray yöneticisine ait bir oda bırakılmıştır.

Kervansaray, günümüzde Oltu taşı esnafının imalat ve satış yeri olarak hizmet vermektedir. Ayrıca Oltu taşının ve gümüş işçiliğinin en güzel örneklerini bulabileceğiniz eski kervansaray bedesten Taşhan. Rüstem paşa zamanında yapılmıştır. Bu tarihi yapının duvarlarında kesme taş işçiliğini görebilirsiniz . Şehir merkezinde ulaşımı çok kolay bedestene uğrayın esnafın çayını için ve sohbet edin gümüş işçiliği oltu taşı ve margazit ile ilgili her türlü bilgiye sahipler tüm dükkanları tek tek girin derim hepsinde ayrı model ayrı emek ve işçilik kendinizi kaybedersiniz çeşitlerin arasında ayrıca çok da ucuz ve indirim yapıyorlar. tüm gününüzü ayırın gümüş takı ve oltu taşı severseniz. Ayrıca oltu taşı ve kehribardan yapılmış tesbihleri de alın derim.

2 - Çobandede Köprüsü

Erzurum horasan arasında bir yolculuk yapacaksanız Çobandede Köprüsü Erzurum'un Köprüköy ilçesinde Aras Nehri üzerindeki tarihi köprüdür. Ana yoldan geçerken güneyinizde rahatlıkla görebilirsiniz. Köprü 13. yüzyıl sonlarında İlhanlılar’ın veziri Emir Çoban Salduz tarafından yapılmıştır. Dönemin önemli yapılarından biri olan tarihi köprü, günümüzde koruma altına alındığından kullanılmamaktadır ve restorasyon yapılmıştır. Ayrıca köprünün ayaklarının abanoz ağacı diye bilinen üzerine oturtulduğunu ve suya dayanıklı olan bu ağaç sayesinde belirli bir esneklik sağlandığı bilinmektedir.

3-Erzurum kalesi ve saati

Erzurum Şehir Merkezi Tarihi Lokasyonda Bulunan Saat Kuleli Kale M.S.5 Yüzyılda Bizanslilar Tarafindan Yapildiği Tahmin Ediliyor.Roma 'Bizanslilar'Sasaniler'Asurlular'Persler Ve Araplar Tarafindan Kullanilmiş Medeniyetlerin Kalesi.En Son 11.Yüzyılda Biz Türklerin Eline Geçmiş Ve Bir Çok Eklemeler Yapilmiş.Yeni Restorasyon Geçiren Kalemiz Çok Güzel Bir Hal Almiştir.Erzurum'da gidilmesi gereken en önemli yerlerden biridir. Kaleden çok içindeki saat kulesi önemli. Kışın saat kulesinden şehrin üzerindeki beyaz örtü insanı büyülüyor, ancak saat kulesine tırmanmak herkes için kolay olmayabilir. Şimdiden gezecek olan misafirlerimize iyi eğlenceler.

4-Erzurum Evleri

11 adet eski Erzurum evinin birleşiminden oluşan harika bir kafe, kültür durağı ve müze diyebilirim. Dizaynı ve atmosferi çok hoş. Turist çekebilme potansiyeli de hayli fazla. İçerisinde bir süre gezince geçmişte yolculuğa çıkıyorsunuz adeta. Tüm eşyalar yaşanmışlık eseri gibi Tarihi Erzurum Evlerinde bir dış Kapı. Kapının hemen sağ üst tarafında dikkat çeken biri diğerine göre biraz daha büyük iki tane kapı tokmağı bulunuyor. Peki bir kapı üzerinde birden fazla kapı tokmağı neden bulunur? Anadolu mimarisinde ev kapılarında bulunan çoklu kapı tokmakları yaşam tarzını yansıtır. Tiz ses çıkaran tokmak kadının geldiğini, tok ses çıkartan tokmak çalındığında ise gelenin erkek olduğu anlaşılır. Kapıdaki sese göre evdekiler; gelen erkekse kapıyı erkek, kadın ise kadın açar. Farklı Kapı tokmakları olması Anadolu’da kültürde nezaketin, mimaride zarafetin göstergesidir.

5- Erzurum Ulu Cami /Atabey Cami / Cami-i Kebir

Ulu Cami; Saltuklu Emiri Nasreddin Aslan Mehmet tarafından 1179 yılında yaptırılmıştır. Saltuklular'ın "Atabey" isminden dolayı buraya "Atabey Camisi" de denmektedir. Yapının üst örtüsü mihrap duvarına dikey olarak inşa edilmiştir. Geniş bir orta nef ve bunun iki yanında üçer nefle birlikte toplam yedi neften oluşmaktadır.

Yirmisekiz serbest "L", "T" ve dikdörtgen şekilli paye üzerine oturtulan cami, 51 x 54 m ölçülerindedir. İbadet mekânındaki üst örtüyü, on altısı duvarlara bitişik olan kırk paye taşımaktadır. Sultan 4. Murat zamanında yiyecek deposu olarak kullanılan cami, değişik tarihlerde beş kez onarılmıştır. Erzurum Valisi Hüseyin Paşa 1639'da, Ali Efendi, 1826'da camiyi onarmış; bunu 1858 ve 1860 yılında yapılan onarımlar izlemiştir. Cami, son olarak, 1957- 1964 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.

Caminin içerisinde toplam 40 sütun bulunmaktadır. Doğudaki birinci kapısının iki yanında birer mihrapçık bulunan yapının, 1860 yılında yapılan onarım kitabesi de burada yer almaktadır. Caminin ilk yapımındaki mihrap duvarı, önü hafif sivri kemerler üzerine oturan büyük pandantifli bir kubbe ile örtülmüştür. (Kırlangıç Kubbe) denilen, bindirme şeklinde inşa edilmiş bu kubbenin yapının ilk haline ait olduğu sanılmaktadır.

Caminin sağ tarafında tuğladan yuvarlak gövdeli tek şerafeli minaresi bulunmaktadır. Minareye cami içerisinden çıkılmaktadır 28 pencere ile aydınlatılan caminin, güneydeki ikinci penceresi üzerinde 1826 tarihli onarım kitabesi bulunmaktadır. "Kırlangıç Kubbe" denilen, bindirme şeklinde inşa edilmiş bu kubbenin yapının ilk haline ait olduğu bilinmektedir.

Atabey Camii olarak da bilinen ve 575 (1179) yılında Emîr İzzeddin Saltuk’un oğlu Melik Nâsırüddin Muhammed tarafından Ebü’lFeth Mehmed’e yaptırılmıştır. Ancak bu ilk yapıdan özgün olarak sadece kıble duvarı kalmıştır. Diğer kısımlar bir çok defa esaslı bir şekilde onarım görmüştür. Caminin ilk yapısından kalan tek mimari eleman mihrabıdır. Erzurum Ulu Camii, ilk yapıldığı şekliyle günümüze ulaşamasa da Saltuklular’dan kalan iki mescidden biridir. 7. yüzyılda Anadolu’da yapılan ulu camilerin mihrabın bulunduğu orta mekâna ağırlık veren mimari anlayışı ve geometrik motifli taş süslemesiyle Türk sanatının bütünlüğü içinde yerini alır.

Ulu Camii / Atabey Camii /Cami-i Kebir

Erzurum'un en eski, tarihî Camiilerinden, Saltuklu Emirlerinden Nasirruddin Muhammed tarafından yaptırılmış , Muhteşem Eser!...54m× 41m= 2214 m2 alana oturmuş , Devasa Eser!...Cami-i Kebir!...Kuzeyden 3 giriş, doğudan 2 giriş olmak üzere 5 kapısı var!...

Camii kesme taştan inşa edilmiş olup, minaresi kuzeybatı köşesinde yer almakta...Minare gövdesi tuğladan inşa edilmiş, Camii içine girdiğinizde , el emeği-göznuru bir taş işçilliği ve ahşap işçilliği ile karşılaşacaksınız. Camiinin konumu, mimarisi , dekorasyonunu, işçiliği ve manzarası çok güzel Tarihî Çifte Minare Medrese'sine komşu!.. Erzurum Kalesi'nin karşısında yer alıyor

6-Çifte Minareler

Çifte Minareli Medrese Özellikleri Nelerdir?

Çifte Minareli Medrese Erzurum'un sembolü haline gelen bir Selçuklueseridir. Genelde 13'üncü yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları'ndan Padişah Hatuntarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medreseside denilmektedir.

Yaklaşık 35x46 m boyutlarında olan medrese iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubunun en önemli örneğidir. 26x10 m ölçülerindeki avlusu, dört yönden revaklarla çevrilidir. Avlunun her iki tarafında öğrenci ve öğretmen odaları sıralanmaktadır. Medresenin zemin katında on dokuz, birinci katında ise on sekiz odası bulunmaktadır. Girişin batısındaki kare mekân, mescid olarak kullanılmıştır. Güneyde ana eyvanla birleşen, altında mumyalığı bulunan kümbet, Anadolu'da çağdaşları arasındaki en büyük türbe olma özelliğine sahiptir. Gövdesi on iki köşeli olan kümbet dıştan külah, içten kubbe ili örtülüdür. Saçağı, süsleme şerit ve silmelerle bezenmiştir.

Çifte Minareli Medrese'nin özellikle taç kapısında bulunan bezemeler, Selçuklu taş süslemesindeki derinliğin ve estetik anlayışın muhteşem örneklerini oluşturmaktadır. Bezemelerde ağırlıklı olarak bitkisel ögeler kullanılmıştır. En çok palmet ve rumi motifleri kullanılırken, her ikisinin de birbiri ile uyumu dikkat çekmektedir. Taç kapının batı tarafına Orta Asya Türkleri'nin simgesi olan çift başlı kartal, ağzı açık iki yılan ve dilimli yapraktan oluşan hayat ağacı işlenmiştir. Doğu tarafında bulunan simetriğinde ise yaprak ve kartal işlemesi yer almamaktadır. Taç kapının iki yanında yükselen sırlı tuğla ve tuğla ile örülü, motiflerle bezeli minareler göz kamaştırıcı bir estetik anlayışı sunmaktadır. Minareler, şerafelere kadar yapılmıştır.

Minarelerde turkuaz rengiyle dikkat çeken panonun içinde Arapça "Allah" yazmaktadır. Osmanlı padişahlarından 4. Murad'ın emri ile bir süre "Tophane" olarak, daha sonra da "Kışla” olarak kullanılan medrese, 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi, günümüzde ise hem müze hem de resim sergi salonu olarak hizmet vermektedir.

  • Çifte Minareli Medrese Ziyaret Saatleri Yaz Dönemi: 09:00-20:00
  • Çifte Minareli Medrese Ziyaret Saatleri Kış Dönemi: 08:00-17:30
  • Çifte Minareli Medrese Tatil Günleri:Her gün ziyaret edilebilir.
  • Çifte Minareli Medrese Giriş Ücretsizdir.

7-Üç Kümbetler

Üç Kümbetler - ErzurumÜç Kümbetler, Anadolu’da bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer almaktadır. Üç kümbetten en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12. yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır. Diğer kümbetlerin kime ait oldukları bilinmezken bunlarında 14. yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilmektedir.

Kümbetlerin yanında bulunan kare şeklindeki küçük yapının ne olduğu konusunda ise farklı görüşler bulunmaktadır. Bunun da bir kümbet veya mescit olduğu belirtilmektedir. Üç kümbetler, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1956 yılında onarılmıştır.Emir Saltuk Kümbeti, kesme taştan yapılmıştır. Sekizgen gövdeli, yüksek kasnaklı ve üzeri kubbe ile konik karışımı basık bir külahla örtülüdür. İki renkli kesme taştan yapılan kümbetin üçgen alınlıklarında, yuvarlak kemerli, kasnak nişlerinde boğa, yılan, yarasa, kartal gibi hayvan kabartmaları bulunmaktadır.

Bu kabartmalar, Orta Asya Türk takvimlerinde yer alan burç figürlerini andırmaktadır. Nişlerden birinin içerisindeki boğa boynuzları arasında insan başı işlemesi dikkat çekmektedir. Emir Saltuk Kümbeti'nin sekiz cephesinin dört yüzünde birer çift pencere yer almaktadır. Kümbetin, kuzey yönünde bulunan giriş kapısının saçakları üzerinde geometrik bezeme ile çiçek ve hayvan figürleri görülmektedir.Emir Saltuk Kümbeti'nin güneydoğusunda bulunan ikinci kümbetin alt kısmı, kare planlı ve on iki cephelidir.

Bu kümbet gri renkte bir taştan yapılmıştır. Üstte bir küçük, altta ise bezemeli üç büyük penceresi bulunmaktadır. Bu kümbetin güney cephesindeki penceresi aynı zamanda mihrap görünümündedir. İkinci kümbete 4 metre uzaklıktaki üçüncü kümbet yöresel keyek taşından yapılmıştır. Üçüncü kümbet, on iki cepheli ve dört pencerelidir. Kuzey yönünde giriş kapısı bulunan kümbetin, iç kısmında oldukça güzel bezenmiş mihrabı yer almaktadır. Kümbetin üzerini örten konik külahın kasnağında Emir Saltuk Kümbeti'ne benzeyen süslemelere yer verilmiştir. Çifte Minareli Medrese'nin ve Ulu Cami'nin tam arkasında. En büyüğü Saltukoğlu Ebul Kasım Emir Saltuk'a ait. Tavelada Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 1956 yılında onarıldığı bilgisi var. Saltukoğlu Ebul Kasım Anadolu topraklarını Türk yurdu haline getiren yiğit atalarımızdan sadece bir tanesidir.

8-Bakırcı Camii

Erzurum Bakırcı Mahallesi’nde bulunan Bakırcı Camisini Bakırcı Hacı Mustafa’nın ölümünden sonra vasiyeti üzerine 1720-1721 yıllarında Mustafa Ağa yaptırmıştır. Cami 1902 yılında Osman Efendi tarafından onarılmıştır. Geleneksel Erzurum camilerinde uygulanan plan tipinde olan bu yapı kesme taştan yapılmıştır. Kare planlı ve kubbeli caminin önünde dört taş sütunun taşıdığı üç kubbeli bir son cemaat yeri vardır. Giriş kapısı üzerinde 1720 tarihli kitabesi bulunmaktadır. Bu kitabe talik yazı ile 38 mısra halinde Ketencizade Rüştü tarafından yazılmıştır. Caminin içerisinde mimari ve bezeme yönünden herhangi bir özellik yoktur. Minare kırmızı kamber taşından yapılmış olup, şerefe altında mukarnas bezemeleri görülmektedir. Bu minare üzerinde günümüzde de Erzurum’un işgalinden kalma kurşun izlerine rastlanmaktadır.

9- İbrahim paşa Cami

CAMİİ kitabesine göre İbrahim Ethem Paşa tarafından 1161-1748 tarihinde yaptırılmıştır. Yapının kapı kemerinin üzerinde bulunan 43 x 64 cm ölçülerindeki mermer kitabe, talik hatla yazılmış olup, beş satır ve iki sütundur. Şair Haşim tarafından yazılmıştır.

Caminin mihrabında 47 x 38 cm ölçülerinde mermer kitabe yer almaktadır. Camide, kaidelerinde kitabeleri yer alan Şamdanlardan biri 1161-1748 tarihinde İbrahim Paşa tarafından, diğeri 1212 -1797 tarihinde İbrahim Paşa'nın kızı Muhsine hanım tarafından ve diğer ikisi 1347 -1928 tarihinde Alemdar Zade Abdurrahman'ın eşi Saniye Hanım tarafından vakfedilmiştir. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13.11.1976 tarih ve A-188 sayılı kararı ile koruma altına alınmıştır.

Plan ve Mimari Özellikleri: Kare planlı ve tek kubbeli olarak yapılmış olan camin üç gözlü son cemaat yeri mevcuttur. Son cemaat yeri kubbelerle örtülü olup, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan mukarnas başlıklı dört sütun tarafından taşınmaktadır. Caminin doğu ve batı cephelerinde altta dikdörtgen formlu üçer pencere ve üstte yuvarlak kemer formlu birer penceresi bulunmaktadır. Kuzey cephede girişin iki yanında birer pencere, güney cephesinde ise dikdörtgen formlu ikisi mihrabın yanında, biri mihrabın üzerinde yuvarlak kemerli pencere görülmektedir. Caminin kuzeybatı köşesinde yer alan minare, Kare kaideli silindirik gövdelidir. Kaideden silindir gövdeye geçişte köşeler pahlanmıştır. Şerefe altlığında iki sıra iri mukarnaslardan oluşan süsleme görülmektedir.

Cami kapısı düz atkı taşlı olup sivri kemerlidir. Girişteki sivri kemerin köşelerinde başlıklı sütunceler bulunmaktadır. Kapı üç yönden iç ve dış bükey silme ile sınırlandırılmıştır. Harim kısmı kubbe ile örtülü olup, kubbeye geçişlerde kullanılan tromplar sekizgene dönüştürülmüş, bunun üzerine de kubbenin oturduğu dairevi kasnak yerleştirilmiştir.

Mihrap beş kenarlı olup kesme taştır. Dört sıra mukarnastan oluşan bir kavsaraya sahiptir. Caminin ahşap minberi 20. yüzyıl eseridir. İbrahim Paşa Camii, Erzurum Merkez'de bulunan Eski Hükümet Konağı'nın çok yakınında bulunmaktadır. Şehrin tarihi ibadet mekanları arasındaki İbrahim Paşa Camii, kitabesindeki bilgiye göre 1748 yılında Erzurum Valisi Yazıcızade Hacı İbrahim Ethem Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Caminin mimarisi kare planlı olup, tek bir kubbesi vardır. Yapımında beyaz renkte mermer taş kullanılmıştır ve mihrabı da mermerden yapılmıştır. Erzurum İbrahim Paşa Camii'nin minaresinde ise kesme taş görülmektedir. Osmanlı mimarisinin tipik örneklerinden biri olan cami, günümüzde de ibadete açıktır.

10-Lala Mustafa paşa Cami

Kibris fatihi Lala Mustafa Pasa tarafindan 1562 yilinda insa edilmistir. Erzurum Cumhuriyet Caddesi'nde yer almaktadır eski ve tarihi bir camidir cami her vakitte dolu oluyor cami merkezi konumda olduğu için insanlar buraya geliyor cuma günleri erken gelmek de fayda var caminin hemen yanında Yakutiye Kent Meydanı bulunmakta insanlar yazın burada bankta da oturuyorlar turistler Erzurum'da bu cami ile beraber Lala Mustafa paşa camii'yi de ziyaret ediyorlar.

Tam merkezde, büyük ihtişamlı, sade bir camii avlusu ve mimarisi çok güzel şadırvandan akan su buz gibi cami içerisi huzur verici etrafı insanların güzel vakit geçirmesine olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiş oturacak, çay içecek yerler var parkta herkes çimlere oturuyor görmeye değer vakit geçirmeye imkan veriyor.

11-Hasankale

Pasinler bölgede Hasan Kale olarak da adlandırılır. Erzurum il merkezine 40 km uzaklıktadır. Tarihi İpek Yolu'nun üzerindedir. Kalesi, şifalı kaplıcaları, maden suları ve patatesi ile ünlüdür. İlçe merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Serçeboğazı mahallesinin hemen girişinde diürettik maden suyu bulunmaktadır.

Pasinler ilçesinin doğusunda yer alan tarihî bir kaledir. 1071 Malazgirt Zaferini takiben Anadolu'nun fethiyle görevlendirilen Ebul Kasım Saltuk Bey'in kurduğu Saltuklu Devleti yönetiminde olan Hasan Kalesi'ne akabinde Anadolu Selçuklu Devleti hakim olmuştur. Kösedağ (1243) yenilgisinin ardından Moğol İlhanlı Hakimiyetine girmiştir.

Uzun bir süre Anadolu'da hakimiyet süren İlhanlıların yıkılmasıyla Moğolların enkazı altında, Erzurum ve çevresinde Sutaylılar ortaya çıkdı. Sutaylılardan Hacı Togayın oğlu Hasan gücünü Erzurum ve çevresine hissettirmek için Avnik, Zivin ve Mecingert kalelerine ilaveten Pasin Ovasına hakim ve her türlü saldırıya karşı korunaklı durumda olan Hasan Baba dağının eteğine bir kale inşa etmiştir (1340). Ölümünden sonra kendisi bu kaleye defnedilmiştir. Bu nedenle bu kale, HASAN KALE adını almıştır.

12- İspir Kalesi

İspir Kalesinin 12. yüzyılda bu bölgede hüküm süren İlhanlılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Kalede, günümüze kadar gelebilen bir kitabe bulunmadığından yapım tarihi ile ilgili net bir bilgi elde edilememiştir. Kale, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından onartılmıştır.

Kalenin temeli, Çoruh Nehrinden toplanan taşlardan yapılırken, üst duvarların inşasında blok kesme taş kullanılmıştır. Kale içerisinde bulunan mescidin minaresi, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermiştir. İlk bakışta kalede Erzurum iç kalesindeki kulenin ve mescidin mimarisinin hakim olduğu görülür. İspir Kalesi’nde de mescidin minaresi ayni zamanda bir gözetleme kulesi olarak yapılmıştır. Kalenin minaresi taştır ve incedir.

Mescidin kubbesinin tenasübünü sülün minaresi tamamlamaktadır. Kalenin güney tarafına yapılan Saltuklu eseri mescidin temellerinden başka içi dışı ve kubbesi de muntazam kesme taşla yapılmıştır. Mescidin duvar kalınlıkları 115 santimdir. Dışarıdan cephesi 10.80 metre derinliği ise 9.5 metredir. Girerken sol tarafta olan kapısının üstünü istelaktitler süsler kapının söveleri ve üstündeki kitabesi sökülmüş yok olmuştur.Tarihi ve heybetli duruşuyla çok nefis bir animasyon sunuyor. Mükemmel bir panaromik görüş avantajı bulunmaktadır.Gidip görülmesi gereken yerlerden biri diyebilirim.

13-Öşvank Kilisesi

Öşvank Kilisesi; Uzundere ilçesi Çamlıyamaç köyündedir. Renkli taş bezemeleri ve kabartma figurleri ile ünlüdür. Öşvank Kilisesi güney haç kolundaki giriş alnında bulunan kitabeye göre Gürcü Bağrat'lı Hanedanlığı zamanında III. Adernese'nin oğlu Magistras Bağrat tarafından 963-973 yılları arasında yapılmıştır.

Mimarisi Öşk'lü Grigor'a ait olan kilise Vaftizci Yahya'ya adanmış yapının büyük kubbesi Bizans imparatorları II. Basileios ve VI. Constantin tarafından 1022-1028 yılları arasında onarılmıştır. Kilisenin iç bölümlerinde bol miktarda görülen freskolar, 1036 yılında, Jojil Potrikios tarafından yapılmıştır. Kubbe kasnağında on iki pencere bulunmaktadır. Pencerelerin dış yüzleri kabartma silmelerle sınırlandırılmıştır. Sivri kemerli ve ince uzun olan bu pencereler gotik üslubu yansıtmaktadır.

Haç Planlı olan kilisenin dıştan çapraz kanatlı (trancept) olmasına karşın içeride apsislerin oluşturduğu üç dilimli bir bölüm ve onun devamı olan uzun bir kol bulunmaktadır. Yapının iç bölümlerinde bulunan sütunların kaideleri bitkisel motifler ve dini resimlerle bezenmiştir. Apsisin üstü yıkılmış olan kilisenin ön cephesinde, portakaldaki ilave bölüme ait sütunlardan birisi günümüze kadar gelememiş ve onun yerine bir ağaç kütüğü konulmuştur. Batı haç kolu; batı, kuzey ve güney cephelerden ek mekânlarla çevrilidir.

İki katlı kuzey mekân ilk yapıma aitken, güney ve batıdakiler sonradan eklenmiştir. Kilisenin içerisinde hamam, yatakhane, vaftizhane, rahip evleri, mutfak ve kütüphane gibi bolümler bulunmaktadır. Şehir merkezine yaklaşık 100 km. uzaklıkta olup, semt garajından hareket eden Uzundere İlçesi toplu taşıma araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.Oldukça büyük bir kampüse kurulmuş olan bu manastır, içerisinde bulunan köy sakinlerince biraz kötü kullanılmış, sonunda 2018 yılında restore edilmeye başlanmış. Dışarısında bulunan süslemeler ve kabartmaların bugüne kadar çok az deforme olmuş olarak ulaşmıştır.

14-Oltu Kalesi

Oltu Kalesinin hangi tarihte yapıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Ancak konum ve mimarisinden hareketle MÖ. III. yüzyılda tüm Doğu Anadolu'ya hakim olan Urartular döneminde yapıldığı, ancak İpek Yolu ticaretinin güvenliğini sağlamak isteyen Cenevizlilerden ya da Romalılardan kalmış olabileceği de düşünülmektedir. Sonraki devirlerde tamir ve ilavelerle takviye edildiği anlaşılmaktadır. Tarihi bir mekan. İlçenin tam merkezinde oluşu ve yüksek bir tepeye kurulmuş olması dikkat çeken hususlar. İlçe insanıda oldukça misafirperver ve sıcak kanlı. Oltu ilçesi doğa güzellikleri ve ormanlarıylada güzel bir ilçe.

15-Tortum Kalesi

Tortum’un 20 km batısında, Tortum Kale köyünde yer almaktadır, ilk yapılışına ilişkin kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Evliya Çelebi'ye göre Kale, "Mamerol" adında bir Gürcü Kral tarafından yaptırılmıştır. Kalede İran, Doğu Roma, Gürcü, İlhanlı, Akkoyunlu ve Osmanlı devletlerinin izleri görülebilmektedir. Erzurum merkezden semt garajından Tortum ilçe araçlarındanda ulaşım yapmak mümkündür.